İstanbul'da Namık Sevik, Ankara'da Cemal Saltık isimleri, bu kentlerde spor yazarlığının doğuşu ve gelişimi için ne ifade ederse, İzmir'de de Şevket Özçelik odur..
Benimle yaşıt.. Yeni Asır'da çalıştı tüm meslek hayatı boyu.. 50 yılı bulur.. Stajyer spor yazarı diye başladı, Genel Yayın Müdürlüğüne dek yükseldi.. Önce yetiştirdi. Sonra yetiştirmeye başladı.. İzmir'den çıkıp da Şevket'in rahlei tedrisinden geçmeyen azdır.. Öyle bir devdi.
Öyle bir dost, öyle bir insan, öyle bir adamdı, Şevket.. Tarife sözcük yetmez..
"İzmir'in efsanesi" diye düşünürdüm onu hep..
Öldü bayramda.. Yeni Asır'ın dışında tek sütun haber bile olmadı.. İstanbul'un köşelerini dolduran tonla İzmir kökenli yazar bile tek kelime etmediler hakkında..
Yani bunun adı vefasızlık da değil artık.. İnsansızlık!.. Günlük boğuşma, çamurlaşma, çirkefleşmelerimize öyle boğulmuşuz ki, insan olduğumuzu bile unutmuşuz..
Koskoca Şevket "Bir garip ölmüş" diye öldü.. Üç günden sonra duyuldu.. Soğuk su ile mi yudular bilmem artık..
Bize ne oldu yahu?.