Ne umutlarla gittik Ünal'la (Özüak) Medyum'a.. Robert de Niro var bir defa.. Yanında da Sigourney Weawer!.. Bunların ikisi de seçici tipler..
Paraya bakıp her filme atlamazlar.. Yani isimleri garanti..
İyi de başladı film..
Weawer bir bilim kadını.. Uzmanlığı doğa dışıüstü sahip olduklarını iddia eden sahtekarların oyunlarını ortaya çıkarmak ve onların insanları dolandırmalarını önlemek. Genç asistanıyla bu tiplerin peşine düşüyor, yakalıyor, polise teslim ediyor..
De Niro, kör bir Medyum.. 30 yıl önce, bütün dünyayı sallarken bir gösterisinde "Sen bir sahtekarsın" diye bağıran bir gazeteci o an kalp krizi geçirip ölünce, şöhreti tavan yapmış, gazeteciyi doğaüstü (Paranormal) güçleriyle De Niro'nun öldürdüğü söylenmeye başlamış. De Niro da esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuş.
Şimdi dönüyor.. Dönerken de genç asistan, hocası Weawer'a "Peşine düşelim" diyor, ama kabul ettiremiyor.. Tüm sahtekarların düşmanı Weawer, De Niro'dan uzak duruyor nedense.. Asistanına da yasak koyuyor..
Harika açılış değil mi?.
İlk yarıyı nefesimiz kesilerek izledik desem yalan değil..
Ama yazar yönetmen Rodrigo Cortez "Sürpriz ve güzel bir final" uğruna bir çuval inciri berbat ediyor!.
Final güzel mi?.
Güzel!..
Sürpriz mi?.
Sürpriz!..
Tamam.. Tamam da, o ana kadar izlediğimiz film ne oluyor?.. Anlattıkları ne oluyor?..
Kafanız karıştı değil mi?.
Fazla meraklıysanız, gidin, kendiniz karar verin..
Pek de pişman olmazsınız.. Çünkü De Niro ve Weawer izlenmeye değer, gene de..