İstanbul'da vali var mı?.
Yok!.
İstanbul'da Emniyet Müdürü var mı?
Yok!.
İstanbul'da Trafik Müdürü var mı?
Yok!.
İstanbul'da Belediye Başkanı var mı?.
Yok!..
Hadi birisi, bir teki bana, "Varım" desin, yüzü kızarmadan..
Olsa, İstanbul halkının her gece çektiği işkenceye bir emir, bir minnacık emirle engel olurdu, o bir tek kişi.. Zor sorunlar var, tamam.. Ama bir emirle çözülecek sorunlar dahi kimsenin umurunda değil..
Hayır.. Geçen haftaki yazım tekrar değil. Bu yenisi..
Cemal Reşit Rey'e gittim. Ordaki umursamazlığı, ordaki İstanbul halkının kaderine terk edilmişliğini daha geçen hafta yazmıştım.. Yahu biri aldırır.. Vali.. Emniyet Müdürü.. Trafik Müdürü.. Belediye Başkanı..
Hayır.. Aldırış bile etmiyorlar, İstanbullu'nun çektiği işkenceye..
Üç şeritli çıkmaz sokağın iki şeridi gece vakti mafya bozuntusu değnekçilere emanet, otoparklar kapalı.. Tek şerit hem gidiş hem geliş çıkmaz sokakta.. Bu Patagonya'da olur mu?. İstanbul'da oluyor..
O kilitlenen caddede bir de İtfaiye var, iyi mi?. Yangın çıksa, İtfaiye yola çıkamaz. Kimse, ama kimse aldırmıyor..
Nerde Vali?. Nerde Emniyet Müdürü?. Nerde Trafik Müdürü?..
Maçtalar.. İçişleri Bakanı maça gelmiş ya.. Vali ve Emniyet Müdürü'nün asli görevleri hazretlere "Refakat" ya.. Protokol Tribünü'nde yanına oturmuşlar bakanın, keyif çatıyorlar. Maça gelip giderken bakanın yollarının açık olması gerek. Bu iş de Trafik Müdürü'ne bırakılmaz.
Ne olur ne olmaz?. Koltuk gidiverir..