"Arapça değil mi, uydur uydur söyle" demiş eskiler ama, bu uydurma değil.. Bir Hadis-i Şerif.. Yani Peygamber sözü.. Niye Türkçesini yazmadım.. O kimsenin, ama gerçekten kimsenin umurunda değil de, ondan. Belki lafın aslını aynen yazarsam, dikkate alan çıkar..
"Temizlik imandandır" demek bu..
Yani.. Temizlik İslam inancının temellerinden biridir.. Tasavvuf, burdaki temizlikten kastın, hem iç, hem dış temizlik olduğunu anlatır uzun uzun.. O ayrı.. Dini kurallara bakarsak eğer, "Abdest" var.. Yani ibadet etmek için temiz olmak zorundasınız.. Allahın evine, camiye girmek için temiz olmak zorundasınız. Dinimiz her fırsatta temizlenmeyi emrediyor..
Çarşamba ikindi üzeri Levent Camisi'ne gittim.. Sevgili dostum Halil Karaduman'ı uğurlamaya.. Ana baba günü.. Cami'nin bir yanındaki kapısından girdim.. Öte kapısından çıkıp arabama yürüdüm.. Bu yürüyüş cami etrafında nerdeyse tur attırdı bana..
..Ve utançla söyleyeyim.. Ben hayatımda bu kadar pis bir mabet çevresi görmedim. Dünyanın hiç bir yerinde.. Ne kiliseler, ne sinagoglara gittim.. Pırıl pırıl girişler, çıkışlar, giden gelen yollar..
Levent Camisi'nin etrafı leş.. Kaldırımlar sigara izmaritinden geçilmiyor..
Kapalı yerde sigara içmek yasak.. Cezası 69 lira.. Tamam.. Ama bu "Sigaranızı açıkta için ve izmariti sokağa atın" anlamına mı geliyor?.
"Ennezafetü minel iman" sözünü en iyi bilen bir başbakanımız var. İmam Hatip mezunu inançlı bir Müslüman. Sigara yasağının çıkmasını nerdeyse tek başına o sağladı.. Ama görüyoruz ki, eksik çıkarmış..
"Kapalı yerde sigara içmenin cezası 69 lira.. Ama açıkta içip izmariti sokağa atmanın cezası da 690 lira" demeliydi..
Çünkü işte meydanda.. Biz temiz bir millet değiliz.. Peygamberimizin "Temizlik imandandır" sözü o kadar umurumuzda değil ki, camiye bile saygımız yok.. Onun etrafı bile leş..
Neler gördüm Levent Camisi'ni çevreleyen kaldırımlarda dolaşırken.. Yüzlerce izmarit ve tabii, buruşturulup atılmış boş sigara paketleri..
Pet şişeler.. İcat edene lanet olsun.. Genç kızların ellerine yapışık iki aksesuarları var şimdi.. Her şeysiz çıkıyorlar sokağa, o ikisi olmadan çıkmıyorlar. Bir ellerinde akıllı telefonlar. Akılları orda çünkü.. Ötekinde pet şişe.. Ne kadar çok çişlerlerse o kadar zayıf kalacaklarmış ya. Şişeler dolusu su içiyorlar bunun için. Onun için şişeler elde taşınıyor. Bittiği yerde de atılıyor.. Cami duvarı dahil..
Kola kutuları.. Aklınıza ne gelirse.. İçilen her şeyin kalanı, anında sokağa atılıyor. Pervasız..
İstanbul Anakent Belediye Başkanı, yukarda Allah var, ülkenin en inançlı kişilerinden.. Yani "Ennezafetü minel iman" dendiğinde "Evelallah" diyenlerden..
Peki ama siz, İstanbul kadar pis bir kent gördünüz mü, bu bir?.
Her sokağı, her kaldırımı, her caddesi, ana caddesi, bulvarı çöplük kentte, izmarit başta her türlü çöplerini, tükrüklerini, balgamlarını, köpek pisliklerini sokağa bırakanların uyarıldığı, uymayanlara ceza yazıldığını gördünüz, duydunuz mu, bu iki?.
Kadir Topbaş Başkan, bana İstanbul Belediye Zabıtası'nın kestiği bir, tek bir "Sokağa izmarit atma cezası makbuzu" göstersin, elini Taksim Meydanı'nda öpeceğim..
İmanla, falanla yola gelmeyeceğimizin kanıtı, camilerimizin etrafı..
Biz öyle kutsal sözlerden falan anlamayız..
Anlayacağımız tek şey..