Sayın Başbakan,
Bu ülkede siz müdahale etmedikçe hiçbir şeyin düzelmediğini artık çok iyi bilen biri olarak, bu mektubu yazmaya karar verdim..
Bu kentte insan olarak, insan haklarına sahip olarak yaşama hakkımız gasp ediliyor. Bize yapılanları önleme durumundakiler gözlerini kapamış, çevreye uymuş rahatlarına bakıyorlar. Şikayetlerimizi dile getirdik, aldırış bile etmediler.
Sonunda size yazmaya mecbur kaldım.
Sayın Başbakan,
Geçen hafta, Milli Olimpiyat Komitesi Başkanımız, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Türkiye üyesi Uğur Erdener'le yemek yedim.. Erdener, sizin 2020 Olimpiyatlarını nasıl içten istediğinizi anlattı.
Olimpiyat açılışı için geldiğiniz Londra'da çeşitli Dünya ve Olimpiyat Liderleriyle konuşmalarınıza eşlik etmiş.
"Fevkalade karizmatik kişiliği ile konuştuklarını nasıl etkilediğine şahit oldum. 2020, gördüklerimden sonra hayal değil, inan" dedi..
Bu sözler size yazma isteğimi katladı..
"İstanbul'un eski Belediye Başkanı ve değerli bir hemşehrisi olarak, Olimpiyatları yürekten istiyorsunuz ve almak için elinizden geleni yapacaksınız." Erdener'in izlenimi bu..
O zaman Sayın Başbakanım, içerde de yapılması gereken şeyler var..
Önce bu kenti, insanlarını ve yöneticilerini de Olimpiyata hazırlamak gerek..
Bir kentin sporseverleri "Bir arada maç seyretmesi mümkün olmayanlar hayvanlar" olarak damgalanır ve buna kimsenin, ama kimsenin sesi çıkmazsa, o kentte Olimpiyat yapılır mı?. O kente Olimpiyat verilir mi?.
30 bin kişilik statta güvenlik önlemleri almaktan aciz olduğunu kabul eden devlet makamlarınız, geçen yıldan sonra, bu sene de derbi maçlarına konuk seyirci alınmamasına karar verdiler.
Bu nasıl bir ayıp, bu nasıl bir utançtır Sayın Başbakanım?..
Bu nasıl bir utançtır ki, teklif üstelik o derbileri oynayacak kulüplerden geldi. Varlıklarını seyircilerine borçlu kulüpler, o seyircinin anayasal maç izleme hakkını keyfi kararla gasp ettiler ve yasal olarak üstelik İl Spor Başkanı olan valiniz bu kararı onayladı. Benim paramla, benim vergilerimle, benim haklarım ve benim düzenim için o makamı işgal eden valiniz bu rezil karara "Peki" dedi.
İnönü Stadı'ndaki Beşiktaş- Galatasaray maçını, Galatasaray seyircisi izleyemedi. "Bunlar insan değil, yaratık. Hayvan.
Bunlar bir arada maç izleyemezler. Bu kentte devletin gücü de düzeni sağlamaya yetmez" ilanını, rakipler değil, bizzat kendimiz yaparsak, İstanbul'a Olimpiyat verirler mi, Sayın Başbakanım?.
Dahası var!..
Sezon başından beri, HaberTurk gazetesi mensupları, Fenerbahçe Stadı'na alınmıyorlar. UEFA ve TFF tarafından organize edilen, akreditasyonları bu kurumlar ve Türkiye Spor Yazarları tarafından verilen maçlara HaberTurk mensuplarının alınmaması emrini Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım veriyor ve bu Olimpiyat adayı kentte, "Halkın haber alma hakkı" bir zorba kararla gasp ediliyor..
Buna da "Ne oluyorsunuz" diyen yok bu kentte, Sayın Başbakanım.. Gazetenin kendisi bile mahalle baskısına boyun eğmiş, göstermelik bir yazı ile işi geçiştiriyor..
Peki bu tepkisizlikten cesaret alan zorbalar, yarın başka yayın organlarına da yasak koyarlarsa.. Daha kötüsü "Aman bize de engel olunmasın" diye öbür yayın organları oto sansüre ve yalakalığa başlarsa, Türk medyasının başkenti İstanbul'da fikir özgürlüğünden söz edilebilir mi?.
Bu özgürlüğün insanların keyfine bağlı olduğu kente Olimpiyat verirler mi?.
Sayın Başbakan,
Bu kentte Olimpiyat istiyorsanız, İstanbul'u Olimpiyata layık hale getirmemiz gerek. Bu da bugünkü kadrolarla (Spor Bakanınız dahil) mümkün değil. Duruma bizzat el koymanız, acil emirler vermeniz gerek. Saygılarımla..