1957'de gazeteciliğe başladım.. 1959'da Cüneyt Ağabey bana Olimpiyat'ı, gerçek Olimpiyatı öğretti.. Ruhi Ağabey'in (Sarıalp) 1948'de Londra'da aldığı bronz madalyanın, Cahit'in (Önel) 1952'de atletizmde final koşan ilk Türk olmasının anlamını öğretti.. O gün bugün bir rüyam var..
Bir Olimpiyat Atletizm altını..
Bu altına 2004'te kavuşmuştuk nerdeyse.. Ama sadece o yılların değil, belki de tarihin en müthiş yeteneği Süreyya Ayhan, bu yeteneği taşıyacak bir antrenöre sahip olmadığı için önce 2003 Dünya Şampiyonası'nda yanlış koşup, isimsiz bir Rusa geçildi. Ardından adını, arka arkaya doping olaylarına karıştırıp, pistlerden uzaklaştı..
Ama onun yaktığı ışığa koşan pervaneler, 2 binli yıllarda Süreyya'dan moral, Süreyya'dan umut, Süreyya'dan cesaret, heves alanlar, o günlerin çocukları kendilerini atletizm sahalarına attılar.. İşte onlardan ikisi, Aslı ve Gamze bugün Londra'ya, Türkiye'nin Olimpiyat tarihinde ilk dönüm noktası olan Londra'ya, ikinci kilometre taşını dikmek üzere piste çıkıyorlar..
1948'de Celal, Yaşar, Nasuh ve Gazanfer vardı..
2012'de Aslı ve Gamze bize Altın ve Gümüş'ü birlikte getirebilir..
Daha düne kadar hayal bile edemezdim.. Şimdi gerçeğe bir adımdayım.. Aslı 1500 metrede Paris'te geçen ay 3.56.62 ile ikinci olurken, yılın en iyi üçüncü derecesini yaptı. Onu geçen Faslı da yılın en iyisini.. Ama Faslı daha sonra adı doping olaylarına karışınca kayboldu. Olimpiyata da gelmedi..
Şu anda Londra'da, bu yıl Aslı'dan daha iyi koşan tek atlet var. Etiyopyalı Abebe Aragawi.. 3.56.54'sı var.. Ama bu dereceyi mayıs ayında yapmıştı. Aslı, geçen ay Paris'te onu geçti. Aragawi bu defa 3.58.59 koşabilmişti ancak.. Etiyopyalı'yı yarıfinallerde de izledik.. Gamze'yi kıl payı geçip birinci olan oydu..
Gamze 4.01.18 ile ikinci olurken bu yıl nasıl, hem de atlayarak bir gelişme içinde olduğunu gösterdi. Helsinki'de 4.06.04.. İstanbul'da, 4.03.42 ve Londra'da yarı finalde 4.01.18.. Her yarışında "Ben daha iyisini koşarım" işareti veren bir gerçek atlet..
Ve yarıfinalde 4.01.18'i koşarken arkasında kalan atlet, Tatyana Tomaşova'ydı.. 2003'te Süreyya'nın altın madalyayı adeta armağan ettiği, o zamanki isimsiz Rus..
Şimdi, bu gece 1500 metre Kadınlar Finalinde, iki Türk, bir Etiyopyalı'ya karşı koşacaklar, altın madalya için.. Görünüş o..
Etiyopyalılar ve Kenyalılar'ı hep bilirsiniz. Uzun mesafe yarışmalarında takım halinde taktik koşusu yaparlar..
Şimdi Etiyopya'yı kendi silahı ile vurma şansımız var. Biz ikiyiz, onlar bir..
Orta ve uzun mesafe koşularında, atlet kadar, hatta ondan da fazla, "Hoca" önemlidir. Onun, rakipleri iyi analiz ederek, kendi atletlerinin güçlerini ve zaaflarını bilerek hazırlayacağı yarış planı işi bitirebilir..
Aslı 3.56'lık derecesine rağmen, yarı finalde 400 ve 800'ü çok yavaş geçip, arkasındaki çok düşük dereceli atletleri de yarışa ortak etti.. "Hata" diye düşünüyordum, Aslı'nın müthiş son 400'ünü gördüm.. Ezdi hepsini.. Demek yavaş turların sebebi kendine güven.. Son 400'ü bu kadar iyi koşabilmek, 1500 metrenin ruhu.. Süreyya onu başaramadığı için, son sprinti olmadığı, Tomaşova gibi bir isimsizin atağına cevap veremediği için kaybetti. Tempoyu baştan hızlı tutsa, Rus o atağı yapacak gücü bulamazdı.
Gamze, müthiş müsabık. Her yarış bir evvelkinden daha iyi koşuyor.. Yarışı sonuna dek bırakmıyor.. Son yüz metrede atak da yapıyor, ataklara cevap da veriyor.. Londra'ya 4.03'le gelip rahat rahat 4.01 koşmak, koşarken de bu yıl dünyanın en iyisi Etiyopyalı'nın ensesinde olmak, onun da çok iyi olduğunu gösteriyor. Gamze de hem fizik, hem moral olarak bu finale hazır, Aslı gibi...
Yani.. Tekrar ediyorum.. Hocalarımız yarışı ve rakipleri dikkatle analiz ederek iyi bir takım koşusu planlarlarsa, 2012 Londra Türk Spor Tarihinin gelmiş geçmiş en büyük başarısının imza yeri olur..
1948'de olduğu gibi!..
Nefeslerinizi tutun ve bu gece saat 22.55'te ekranlarınızın başında olun!..