Şike gibi çirkin bir suçtan mahkum olan kulüp başkanı, takımın maçını izlemek üzere özel uçağıyla yurt dışına gitti.
Doğrusu buydu.. Başkan mahkum olmuştu ama, davanın henüz Yargıtay safhası vardı. Mahkeme, kararını açıklarken "Yargıtay kararına kadar tahliye" dedi. Doğruydu. Aslında "Tutuklu" yargılama bile yanlıştı ya, neyse.. Mahkeme, mahkum ettiği başkana "Yurt dışına çıkış" yasağı koymadı.. O da doğruydu.
Özel uçağı ile her an kaçabilecek, serveti ile ömrünün sonuna dek kaçak yaşayabilecek başkan, gitti ve döndü.
Hakkında iddia edilen suç, pankart açmak ve Gurup Yorum konserine gitmek olan çifte vatandaşlı kızımız aylardan beri, hakkında mahkumiyet kararı da olmadan tutukluydu. Mahkeme, tutukluluk halinin sona ermesine karar verirken, "Yurt dışına çıkış" yasağı kondu.
Mahkuma, hem de ne mahkuma konmayan yasak, mahkum olmayan, suçu bile anlaşılmayan bir üniversite öğrencisi kıza kondu ki, okuduğu Fransa'ya dönemesin.. Hayatı kaysın..
Bu ülkenin Adalet'ine Başbakan bile kızarken, benim bunları yazmam ne işe yarar ki?..