Üçüncü defa geldiği biste, Sarı Gelin'e girdi sahnedeki keman.. Bu türkünün benim yanımda yeri zaten başkadır.. Bu defa bambaşka oldu.. Berfin'i seçemez oldum.. Gözlüklerimi çıkardım.. Önce camlardaki buğuları sildim, gömleğimin ucuyla.. Sonra gözlerimi ve yanaklarımı kuruladım, parmaklarım- la..
Yani bu nasıl bir Sarı Gelin'dir Berfin?. Bu nasıl bir yorumdur?..
Düzenlemeyi hocası Muhammedyan Turdiyev yapmış.. Nasıl muhteşem yapmış..
Yıllardan beri, yani ya, parmak kadar çocukken izlemeye başladığım Berfin bu.. Bu defa İş Sanat Milli Reasürans'ta düzenlenen Parlayan Yıldızlar programı içinde resital verdi, Hande Baysal Avcıoğlu'nun piyanosu eşliğinde..
Şimdi genç kızlığa adım atma günleri artık.. 14 yaşında ve artık nasıl kendinden emin duruyor sahnede.. Nasıl yakışıyor..
Tartini ve Beethoven sonatlarını gene hari- ka çaldı.. Chousson'un poeminin ardından çok merakla beklediğim finale geldi sıra.. Fazıl Say'ın harikulade bestesi Haremde Binbir Gece'ye..
Müthiştiler Hande ve Berfu.. Harikaydılar.. Doyulmazdılar, Fazıl'da.. Doyamadık zaten.. Alkış kıyamet.. Geldiler.. İlk biste Brahms çaldı gene Berfin.. Beş numaralı Macar dansı.. "İçimde hissediyorum.. Bana çalıyor" dedim, yanımdaki Ünal'a.. Yanılmışım.. Beni üçüncü bise ayırmış meğer..
Tek başına geldi bu defa sahneye.. Sarı Gelin'e girdi.. Ünal bana baktı..
Ben bittim!..