Yani gazeteye ayrıca tam sayfa ilan mı versem?.. Güneş Tecelli var.. Hayatta..
Yaşıyor. Abuzittin'e Mektupları da o yazıyor her hafta..
Hala, Güneş Tecelli'nin benim müstear adım olduğuna, (İnternet dilinde Nik mi diyorlar onun gibi) inananlar var..
Güntay Şimşek gibi bir yakın dostum da geçen hafta köşesinde öyle yazınca dayanamadım..
Ona "Sen de mi" diye telefon açtım ama, anladım ki, ara ara yazmam gerek..
Güneş Tecelli, bu ülkenin yaşayan en eski gazeteciler kuşağından..
Benimle beraber 1957'de Yeni Gün'de başladı. Ayni zamanda Kolej'de okuyan bir milli atletti. 800/1500 koşardı.
Gelmiş geçmiş en büyüklerden Muharrem Dalkılıç "İyi ki ciddiye almadı. Erken bıraktı.
Beraber koşarken ensesini seyretmekten bıkardım" demişti.
M. Ali ağabeyin (Kışlalı) keşfettiği spor yazarıydı. Bir gece masasında bırakıp gittiği bir çiziktirmeyi okudum. Abuzittin diye hayali birine, o hafta olup bitenleri anlatıyordu.
Gülmekten öldüm. Doğru Kışlalı'ya götürdüm. Karar verdik, gazeteye koyduk hafta sonu.. Güneş'e de "Her pazar yazacaksın" dedik.. "Peki" dedi, ama nerde Güneş'te ciddiyet.. Cumartesi gecesi tepesine vura vura zorla yazdırdığımı hatırlarım, pazara yetişsin diye..
Yani Abuzittin'e Mektuplar bu ülkenin halen devam eden en eski hafta sonu köşelerinden biridir. Belki de birincisi..
Tek..
1969'da Televizyon başlayınca, Güneş önce spor, sonra eğlence programı sunucusu oldu..
İsmail Cem TRT'nin başına geçip, o unutulmaz devrimi yaratırken, koyduğu programlardan biri de, her pazar öğleden sonra canlı yayınlanan TeleSpor oldu.
Sporla eğlenceyi birleştiren bir program..
Sportif bölümleri nur içinde yatsın Arman Talay belirliyor, eğlence kısmını zamanın eğlence programı yıldızlarından Bülent Varol derliyordu..
Bu unutulmaz programı Güneş'le Cenk Koray birlikte sunuyorlardı.
Cenk'in o hala hatırlanan "Kutu Kutu" oyunu, TeleSpor'da başlamıştı.
Seyirciyi gülmekten öldürürdü iki mizah ve konuşma ustası..
Ne var ki Güneş her zamanki gibi tembel, her zamanki gibi hayatı ciddiye almaz halini programda da sürdürürdü.
Hiç unutmam. Gene bir canlı yayın. Ben de o zaman, Cumhuriyet'te her pazartesi tam sayfa TV yapıyorum. Ne var, ne yok, diye gittim..
Çıkacak sanatçıları Güneş'le Cenk paylaşmışlar..
Sırası gelen sahnenin ortasına geliyor. Sunuyor..
Sıra Güneş'te.. Geldi ortaya.. Ve dersini çalışmadığı için unuttu tabii.. Yayın canlı.. Herkes onu bekliyor. Güneş anons yaptı.. "Sayın seyirciler şimdi gelecek 'Sürpriz' sanatçımızı sizlere Cenk Koray sunacak.."
Cenk, kenarda çayını yudumluyor zavallı..
Birden adını duyunca şoke oldu.. Güneş topu ona attı ama, bilmiyor ki Cenk.. Onun işi değil.. Bakmamış bile..
Kamera Cenk'e döndü.. Cenk yayında olduğunu yanan kırmızı ışıktan anladı..
Ve durumu kurtardı (!).. "Bu sürpriz sanatçımız size kendisini sunacak.. Bakın kim geliyor?."
Yıllar sonra Güneş'i kendine emekliye ayırdığı Ege deniz köyünde buldum.. Tehdit, şantaj, yeniden Abuzittin yazmaya mecbur ettim..
Bu Abuzittin, o Abuzittin işte..
Tamam mı, Gürtay?..
Tamam mı benim Sevgili okurlarım..
Mektubun altındaki internet adresi de gerçektir ve Güneş'e aittir. Yazılarla ilgili bir şey diyecekseniz, bana değil, o adrese yazın ki, Yasemin devreye girmesin, iş çabuk bitsin..