Fransız Anayasa Mahkemesi'ne gıpta etmeyelim.. Bizde de anıt kararlar var..
"Yazıda şikâyetçinin şeref, onur ve haysiyetine yönelik, onu rencide eden bir anlatım bulunmamaktadır. Konuyu tamamen düşünceyi açıklama ve basın hürriyeti kapsamında değerlendirmek gerekir. Basın hürriyeti eleştiri hakkını da içerir. AİHM'e (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) göre fikirler, ifadeler şok edici bile olabilir. Modern Demokratik Toplum çok sesliliği gerektirir. Şiddet içermediği sürece bütün düşünceler serbestçe ifade edilir. Öte yandan şüphelinin spor alanında ve özellikle futbolda görüşlerinin değer taşıdığı ve fikirlerine başvurulan bir kişi olduğu herkesin malumudur. Şüphelinin üzerine atılı suçların oluşmadığı anlaşıldığından, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına.."
Bu kararı eski Futbol Federasyonu Başkanı Sayın M. Ali Aydınlar'ın hakkımda açtığı hakaret davası üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcısı Sayın Muzaffer Yalçın verdi. Onun gerekçesi de bir ders gibiydi. Dikkatle okuyun..
Bu arada.. Daha evvel yazamadım. Hakkımda alınmış bir red kararı daha var..
Bayan Hatice Foster tarafından açılan "Yayın yolu ile hakaret" davası, hem de bir kadın savcı, Sayın Nurten Altınok tarafından reddedildi.
Buyrun gerekçe..
"Demokratik toplumlarda varlığı tartışmasız kabul gören 'Eleştiri yapma hakkı' Anayasada kişinin hak ve ödevleri başlığı altında yer alan 'Düşünce açıklama ve yayma hürriyeti'nin bir parçası ve uzantısı olup, AİHM ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararlarında değinildiği gibi; eleştirinin, ancak toplumu irkiltmesi ve yanılgıları çarpıcı bir biçimde ortaya koyabilmesi için yapılması ve bir ölçüde saldırıyı içermesi doğaldır. Bunun sonucu olarak onurları ve saygınlıkları örselenecek kadar şiddetli olsa bile, eğer eleştiri hakkının kullanılması söz konusu ise, suçta hukuka aykırılık öğesi oluşmayacaktır."
Bayan Foster tarafından hakkımda açılan ve mahkûm olmamla sonuçlanan tazminat davası ise halen Yargıtay'da..