Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencileri hiç heveslenmesinler.. Closer/ Yaklaştıkça adlı harika oyunu içinde dekolte sahneler var diye yasaklayarak öğrencilerini, hem de üniversite öğrencilerini aşağılayan ve "Üniversite ne demektir"in farkında dahi olmadığını gösteren rektörlük Pop Corn/ Canlı Yayın'ı hatta Trabzon'a sokmamanın yollarını arar..
Tesadüfe bakar mısınız?..
1998 yılında Sir Laurence Olivier adına verilen İngiliz Tiyatrosu'nun en büyük ödülü, drama dalında Closer'a, komedi dalında da, Pop Corn'a gitmişti.
Bu iki oyun 14 sene sonra, birlikte İstanbul sahnelerindeler. Yaklaştıkça'yı Gencay Hanım (Gürün) bulup getirmişti. Canlı Yayın, daha geçen gün "Nerelerde bu delikanlı" diye yazdığım Bora Severcan'ın elinden çıkmış.. 2006'daki Bilgi Üniversitesi kampüsü içindeki Rent müzikali ile harikalar yaratan Bora, bu defa, Pop Corn'u, Türkiye için yeniden yazmış, adeta..
Ben Elton, Alternatif Komedi denen türün öncü yazarlarından.. Pop Corn en ünlü oyunu.. Daha sonra Natural Born Killers, Pulp Fiction ve Reservuar Dogs gibi çarpıcı filmlere ilham kaynağı olmuştu..
Kız kardeşim Serpil, Ankara'dan gelmişti.. "Bora Severcan" adı seçim yapmama yetti. Yerlerimize oturduk. Oyun başladı.. 10 dakika falan geçmişti.. Serpil kulağıma eğildi ve fısıldadı..
"Ben tiyatro okudum Hıncal Ağabey.. Beni buna niye getirdin.."
Valla şaşırmadım.. Ben de aynen öyle düşünüyordum çünkü, açılışta..
Sonra.. Sonra alternatif komedi nedir anladık..
Ayni Serpil, perde kapanırken şokta gibiydi.. Eve döndük, hala öyle..
"Tokat yemiş gibiyim" diyordu bu defa..
Haklıydı..
Tokat gibi bir oyun Canlı Yayın.. Hatta yumruk gibi.. Grogi falan olmuyorsunuz.. Resmen nakavt ediyor, seyircisini..
Oyun Amerika'da, Hollywood yakınlarında geçiyor orijinalinde.. Tarık Günersel çevirmiş, ama Bora uyarlamış.. Ahmet Vefik Paşa'nın Moliere uyarlamaları gibi.. Alıp İstanbul'a getirmiş..
Toplumunda sınıf ayrılıkları, ekonomik ve etnik farklar olan, devamlı şiddet yaşayan her ülkede geçebilir çünkü hikaye.. Anladınız tabii.. Türkiye'de hayli hayli geçer..
Bir yığın insan ölüyor.. Bu ölümlerin sorumlusu kim?. Filmler mi?.. TV dizileri mi?. Polis mi?. Hele hele.. Ülkenin yargı, adalet sistemi mi?.
Bunları tartışmıyor muyuz her gün?.
Gidin de Canlı Yayın nasıl tartışıyor görün.. Ama mutlaka görün..
Bora uyarladığı oyunu harika sahneye koymuş..
İki muhteşem, gerçekten muhteşem oyuncu var.. Volkan Severcan ve Melda Gür.. Oyundaki seri katilleri canlandırıyorlar.. Ama nasıl canlandırıyorlar olmaz böyle şey.. Körler sağırlar, birbirini ağırlar ödüllerine dönüp kıymeti harbiyesi kalmadan önce, bu ikisine "Afife" ödülünü gönülden verirdim.. Ama sosyetik jüri, bu oyunu izlemeye bile tenezzül etmez..
Bakın öteki oyuncular da çok çok iyi.. Özellikle de, seri katilleri teşvik eden filmleri çeken yönetmen rolünde Sefa Zengin ve ünlü olma peşindeki mankende ilk kez sahneye çıkan Yeliz Şar.. Emektar Ayşen Gruda da çok hoş bir sürpriz..
Oyunu nasıl izlersiniz bilemem.. Sahnekar Tiyatro diye bir gurup. Adını ilk defa duydum. Salonları yok.. Nerde bulurlarsa, orda oynuyorlar, semt semt turnede gibiler..
Gazete ilanlarına bakın... Çünkü aradım, internette bile bulamadım izlerini..
Gazete ilanlarına bakın ve nerde bulursanız, orada izleyin mutlak..
İnsanların çok kolay öldüğü ama, hiç kimsenin sorumlu çıkmadığı ülkeyi görmeniz gerek çünkü..
Sonunda tokat yemeyi göze alarak..