Efendim, konuların önemi dolayısıyla biz, bizzat anakent belediye başkanından yazılı yanıt istediğimizi söylemiştik ama, takdir edersiniz, başkanın işleri başından aşkın. Önüne gelene yanıt veremez. Emir buyurmuşlar, lütfedip, basın danışmanlarından Faruk Yanardağ kaleme sarılmış, onun yerine..
Bir bölümünden dün söz ettik. Beylerbeyi Sarayı ve Cemil Molla Köşkü arasında Belediye eli ile hem de dikilen "Ucube" binalardan.. Bugün de gerisi..
Faruk kardeşimiz, İstanbul trafiğinin içine tüküren, ana arterlerdeki deprem şeritlerini bile bütün gün oto park diye kullanan servis rezilliği konusunu görmezden gelmiş. İstanbul'un ana sorunları, İstanbul halkının oylarıyla seçilen ve İstanbul halkının paraları ile yaşayan belediyeyi ilgilendirmiyor olmalı..
Faruk kardeşimiz, ana caddelerde yasak olmasına rağmen açılan ve kaldırımlara yayılan, halkın yürümesini engelleyen, onları zaten sıkışık trafiğin içine inmeye zorlayan oto galeri hakkındaki sorumuzu da, işlerine gelmediğinden olmalı, atlamış...
Yanıt verdiği iki konu var..
Birisi Haliç'e dikilecek Altın Boynuzlar.. Hani köprü yapılıyor ya.. Ayaklarını altın renkli boynuz şeklinde tasarlamış, Mimar Belediye Başkanımız.. Haliç'in adı Altın Boynuz diye.. Simgeye bakın. Ne var ki, bu dikey dört altın boynuz, tarihi yarım ada siluetinin içine ediyor. Unesco kıyameti koparmış.
Faruk kardeşimiz, "Evrensel değerlere etkisi en az indirilmiş bu projenin Unesco tarafından onaylandığını" söylüyor.. Şu onaylanan projenin bir maketini, hiç değilse fotoğrafını görsek mesela..
Zeytinburnu gökdelenlerini ise Kültür ve Turizm Bakanlığı planlamış. Yani bir günah varsa, Bakan Ertuğrul Günay'ın.. Bakanlığın sekiz planı arasına belediye sadece bir tane koymuş. Onda da esas bakanlığın planı.. Yani İstanbul, aslında Ankara'dan idare ediliyormuş da haberimiz yokmuş, iyi mi?.
Ayrıca bu yapılar "Gravür siluet alanına girmiyor"muş.. Gazeteler fotoğraf hilesi yapıyorlarmış. Yerden 50 metre yüksekten ve tele objektifle fotoğraf çekersen, Ayasofya ve Sultanahmet minarelerinin arasında bu gökdelenler görünüyormuş ancak..
Sayın Başbakan, Kars'ta Hasan Harankari türbesine kaç metre yüksekten baktı da, "Ucube" anıtın gölgesini fark etti acaba, Faruk kardeşim?..
Madem tepelerden bakıyoruz.. Bir soru daha..
Galatasaray Adası iken Suada adlı ucubeye dönen rantiyenin uydu fotoğrafları elinizde olmalı.. Cemil Molla Köşkü'nün olduğu gibi..
Orijinal ada, bu ucube eklemelerle kaç misli büyüdü ve Boğaz'ın hem de orta göbeğinde bir çirkinlik anıtı olarak para basıyor, haberiniz var mı, Sayın Topbaş ve sözcüsü Sayın Yanardağ?.
Bu adanın bu haliyle işletmesi ruhsatı için İtfaiye Ruhsatı alındı mı, mesela?. Bir yangın çıksa, ada nasıl tahliye edilecek İstanbul İtfaiye Müdürü biliyor mu?. Yoksa işin o yanı da mı kaçak?.
Sakın ha, "Efendim, mühür bastık, adam devleti tanımıyor. Kırdı, çalıştırıyor, biz de mahkemeye verdik bekliyoruz" demeyin.. Mahkeme bu ülkede 40 yıl sürer..
Boğaz öngörünüm bölgesinde çivi çakılsa, gecekonduya kat eklenince, polisler ve televizyon kameralarıyla baskına gelen Belediye yıkım ekiplerinin eli kolu, iş Suada'ya gelince niye bağlı, bana onu anlatın, görelim..