Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Sorumsuzlar ülkesinin "Sorunlu" medyası..

Kaç yıl geçti, ama unutmama imkan yok.. Makedonya'da bir gölde Bulgar turistleri gezdiren bir gemi batmış ve 30 civarında insan ölmüştü.. Daha bu haber dünyaya yayılmamışken devamı geldi. Bulgaristan Turizm ve Makedonya Ulaştırma Bakanları görevlerinden istifa ettiler..
Bakanları görevlerinden istifa ettiler.. Her ikisi de, makamları gereği, kendilerini bu ölümlerden sorumlu hissetmişlerdi. Haklarında bir soruşturma, karar falanı geçin, suçlama bile yokken..
Geçen hafta, güya "Mavi" Yolculuk'ta bir facia yaşandı.
"Geliyorum" diye bas bas bağıran bir facia..
Mavi Yolculuğa çıkan bir gezi teknesindeki Rus turistler ve tur rehberleri, içtikleri kaçak içkiden zehirlendiler. 12'sinin durumu ağırdı.. Üçü öldü. İkisi görme yeteneğini yitirdi. Geri kalanların tedavisi sürüyor. (Bu arada.. Son beş yılda bu ülkede sahte içkiden 22 kişi öldü.. Yani, cinayet, devamlı..)
Facia iki yönlü..
Birincisi.. İnsan canı.. Bu ülkeye tatil için gelmiş dört insan, alçakça bir cinayete kurban gidiyor.
İkincisi.. Türk turizmi.. Hele vizenin kaldırılmasından sonra, bu ülkenin en büyük girdisi Rus turizmi. Bu olay, binlerce ailenin ekmek yediği turizm sektörünü nasıl etkiler düşünebiliyor musunuz?. Türk Turizmi de sezon başında adeta sabotaja uğruyor.
Şimdi, niye "Bağıra bağıra gelen" deyişime gelelim..
Bu ülkede, özellikle sahil yörelerinde, kaçak içkinin sular seller gibi üretildiğini bilmeyen yok..
Üç sebebi var, bu ölümcül işin..
1. Her şey dahil sistemi.. Bana sorarsanız, turizm sektörünün baş belası, sadece kelle arttıran, ama ülkenin turizm olanaklarını hızla tüketen bu sistemin sebep olduğu ağır rekabet koşulları içinde, yasal ve faturalı içkiyle, talebi, hele bu düşük fiyatlarla karşılamak mümkün değil. Sabahtan akşama bira, akşamdan sabaha votka içen ve "Her şey dahil" olduğu için para ödemeyen insanlara yasal fiyatlarla içki yetiştirmek mümkün mü?. O zaman gelsin kaçak içki.. İki kasa faturalı, yüz kasa kaçak.. Kaçak içki sektörü böyle teşvik edilince, işin içine "Cinayet"in girmemesi mümkün değil. İçki, alkol demek. İki alkol var. Metil alkol, bol, kolay ve ucuz.. Etil alkol, zor, pahalı.. Yasal içki sadece etil alkolden yapılıyor. Çünkü metil alkol zehir. Azı gözleri kör ediyor, çoğu öldürüyor.
2. Yüksek vergiler.. Yasal fiyatlar niye yüksek?. Çünkü bu ülkede alkol vergileri öldüresiye.. Dışarda bir koca şişeye verdiğiniz parayla, Türkiye'de bir mini bardan bir içimlik minyatür şişe alabiliyorsunuz.. O kadar yüksek.. Turizm sektörü, yıllardır mücadele ediyor. Sonuç.. Vergiler durmadan artıyor.
3. Denetimsizlik.. "Her şey dahil" diye ilan edilen ücretler belli.. Yasal alkol fiyatları belli.. İlan edilen fiyatın Alman'ın günlük bira, Rus'un günlük votka ihtiyacına yetmeyeceğini çocuklar bilir. İçkinin "Kaçak" olduğunu anlamak için matematik bilmek yeterli. Buna rağmen denetim yapılmaz.
O zaman da, sonuç işte bu..
Üç insan öldü.
Türk Turizmine çok acı bir darbe vuruldu.
Peki ne oldu?.
Teknenin sahibi ile dört mürettebat için soruşturma açıldı.. Sonra..
Sonrası yok..
Bu işten çok büyük zarar görecek Türk Turizmi'nin sorumlu bakanının konuyla ilgili tek laf ettiğini duyanınız oldu mu?.
Turizm sektöründe kaçak içkiyi adeta teşvik eden yüksek vergilerden sorumlu Maliye Bakanı, bir açıklama zahmetine katlandı mı?.
Yasal ve kaçak içkiyi takip etmesi gereken Gümrük ve Tekel Müsteşarlığı' nın bağlı olduğu Devlet Bakanı "Gık" dedi mi?.
Kaçak içki imalatçılarının peşinde koşması gereken narkotik polisin, yöre valisi ve kaymakamının bağlı olduğu İçİşleri Bakanı bir açıklama yapma zahmetine katlandı mı?.
Türkiye'de ölen öldüğü ile kalır.. Adet budur. Kimse kendisini hiçbir şeyden sorumlu hissetmez.. Çünkü..
Çünkü,ona sorumluluğunu, hissetmese de, hissettirecek medya bu ülkede yoktur.. Bakan da bunu bilir.
Dördüncü güç, bu ülkede palavradır..
Günlerdir gazetelerin manşetlerine bakıyorum. Köşe yazılarını okuyorum..
Hem de turizm sezonu başındaki bu korkunç faciaya değinen yok.. Hesap soran yok.. Peşine düşen yok.. İç sayfalarda haberler var, lütfen..
Böylesine vurdum duymaz bir medya ortamında, adam niye kendini sorumlu hissetsin, niye keyfini bozsun ki..
Bulgaristan ve Makedonyalı bakanları olay günü istifa ettiren şey, "Onların sorumluluk duygularıdır" dedim.
Bu duyguyu insana, medya verir. Sen duymasan bile, Dördüncü Güç duyurur. Bilirsin. Kaçamayacağını bilirsin..
Bizde..
Güldürmeyin beni..
O zaman da bu millet gazete okumaz..
Günlerdir, bu ülkede baş sayfalar, hemen bütün köşe yazıları "O dedi, bu dedi" üzerine kurulu.. Dünyada örneği yok "Bu dedi, kodu" gazeteciliğinin. Dünyada örneği yok. Adamlar sussa, gazete çıkaramayacağız..
Millet okumuyor.. Demeç gazeteciliğini millet okumuyor.
Millet kendisine sahiplenen, sorunlarının peşinde giden, duyuran, çözüm üreten medya istiyor..
Onu yapmak zor.. Uzun iş..
Dün kim ne demiş.. Çek manşete.. Otur poponun üzerine bir de meşrebine göre yorum yaz..
O zaman da, bu kadar satıyorsun işte!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA