BU Arda, Arda Uskan.. "Bir garip öldü diyeler" demeyenlerden. Vefalılardan.. Hüseyin Zan ölmüş.. Bizim zamanımızdaki Yeşilçam'ın en ünlü kötü adamlarındandı.. Ardından bir tek Arda Uskan yazdı Takvim'de.. Bana da nakletmek düştü..

***
Kim bilir kaç kez yazmışımdır şu Killing hikâyesini. Aslında her seferinde Yeşilçam'ı ve onun gizli kahramanları olan figürasyon oyuncularının dramını anlatmak istemişimdir. Bu gün ise olayın kahramanı Hüseyin Zan abimizin ardından yazıyorum. Çünkü Hüseyin abiyi kaybetmişiz. Ona Oski derlerdi. Hüseyin Zan'ın nasıl Killing olduğuna gelince... Bir gün bir prodüktör çağırmış rahmetliyi ve
"Baş rol verdim sana, maske takıp Killing'i oynayacaksın" demiş. Başrol ama maskenin altındaki yüzü hiç görünmeyecek! Biraz bozulmuş tabii ama çaresiz kabul etmiş ve çekimler başlamış. Hemen her karede vücudu bile olsa göründüğünden olacak, keyifle de çalışmış. Taa ki final sahnesine kadar. O gün set, Galata Köprüsü'nde kurulmuş. Killing rol icabı suya atlayacak ve gözden kaybolacak!
Nitekim abimiz afili bir hareketle bırakmış kendini Haliç'in sularına... Kameraya görünmemek için de bir süre beklemiş köprünün ayaklarında. Sonra çıkmış suyun üstüne, bir bakmış ekipten hiç kimse yok. İş bitti diye herkes gitmiş meğer. Üstelik 'başrolü' suda unutarak. "Üzerimde sırılsıklam Killing kıyafeti, cepte beş kuruş para yok, Yeşilçam'a kadar ağlaya ağlaya yürüdüm" diye anlatmıştı o günü Zan...
Bir başka deyişle, figürasyonun o değişmez makus talihini...
Nur içinde yat sevgili Oski abi.