TÜRKİYE'NİN beş ilinde sinema yokmuş. Tunceli, Bayburt, Kilis, Ardahan ve Şırnak..
Geçen hafta salı günü, Yaşamdan Dakikalar için çekime giriyoruz. Nebil "Şimdi Şırnak valisiyle konuştum. Orada sinema yokmuş. Çok istiyorlar" dedi.
Çekim biter bitmez, Muzo'yu aradım.. Mars Sinemacılık patronlarından.. "Derhal ağbi" dedi. Valinin numarasını aldı. O gece konuşmuşlar. Muzo'nun adamı ertesi gün Şınak'a uçtu. Diyarbakır uçak, sonra altı saat karadan.
Anlaşmışlar. Vali, eski Türkocağı salonunu onlara tahsis etmiş. Muzo "Salonu film oynatır ve izlenir hale getireceğiz. Orada bir ekip de yetiştireceğiz. Şınaklılar kendi sinemalarını kendileri çalıştıracaklar. Küçük çapta iş imkânı da yaratıyoruz yani. Nisanda sinema açılır" dedi..
Demir tavında böyle dövülüyor, vali, vali olursa..
Bundan 4-5 yıl önce, Kilis'te sinema olmadığını duyunca çok üzülmüştüm. Yahu 1950'de, ben ilkokul üçteyken vardı. İlkokul diplomamızı da hatta, Ahmet'le (Kışlalı), Hüseyin Peyda'nın Mezarımı Taştan Oyun filmini izleyerek kutlamıştık. Şimdi 21'inci yüzyılda nasıl olmaz..
Gene Muzo'nun tepesine bindim. O sırada İstanbul Trafik Müdürü, dostum Ali Kemal Hanlı da konuşmamızı duydu. "Kilis Valisi benim okul arkadaşım, hemen arayalım" dedi. Aradık. Muzo "Bir salon ver, Sayın valim, hemen kuralım" dedi. Vali "Bir merkez inşa ediyoruz. İki aya biter, orda size salon ayıracağım" diye söz verdi ve unuttu. Bir daha çıt çıkmadı. Kilis'e sinema yapamadık, iyi mi?.