Abuzittincim,
Sayın Başbakan Yardımcımız Hüseyin Çelik nedense bana pek sempatik görünüşlü gelmiyor. O da benim fotoğrafımı görse "kim bu ekşi suratlı adam?" diyebilir ki gayet normal. Ama Çelik'in devlet adamlığı, konulara vakıflığı, pratik zekası ayrı mesele.. Bu tartışılamaz herhalde. Mesela, Ankara'nın Amerikan Büyükelçisi ile ilgili söylediği sözleri kimse yadırgayamaz. Kendisine tamamen katılıyorum. Sayın Çelik'in esas üzerine parmak bastığı konu, nedense, bizim basının pek işine gelmediği için öne çıkartılmadı. O da şu; sayın Bakan Büyükelçinin abuk sabuk lafları üzerine bizim gazetecilere dedi ki ".. olur olmaz yerde mikrofonu uzatıp soru sormamalısınız..Yerli yersiz, olur olmaz birine sorular soruyorsunuz.. Neye soruyorsunuz?"
Gerçekten de öyle Abuzittincim, bizim muhabir arkadaşlar şak mikrofonu olur olmaz kişilere uzatıp, öylesine olur olmaz sorular soruyorlar ki... Adamlar da mikrofonu karşılarında görünce başlıyorlar şakımaya!
Şimdi Amerika'nın Ankara'daki Büyükelçisinin de yaptığı bu. Sana ne basın hürriyeti yokmuş da, gazeteciler hapse atılıyormuş da, buna bi anlam veremiyorlarmış da..
Ama adama bu cevabı verecek soruları sormamak lazım. Çanak tutmamak lazım.. Çanağı tutarsan böyle olur.
Gazeteci demek aklına her geleni sormak demek değildir. Ayrıca Amerikalı adamın bazı özellikleri var. Onları sor.. Mesela bizim bi çok siyasetçimizden daha düzgün Türkçe konuşuyor. Sor nasıl öğrenmiş. Yerli dizilerimizi seyrede seyrede mi öğrenmiş, özel kurs mu görmüş, yoksa, CIA mı (hoş saklar ya) eğitmiş.. Sonra, epeydir Ankara'da. Sor bakalım, en çok nereleri beğenmiş. Gençlik Parkı'na gitmiş mi.. Çiflikte, Hayvanat Bahçesini görmüş mü. Biliyorsun Ankara da büyük bi hayvanat bahçesi vardır ve hemen hemen dünyadaki tüm hayvanlar orada mevcuttur.. Soru mu yok adama sorulmayacak? Siteler'de Otluk Kebabı yemiş mi, efendim Kurtlar Vadisi Filistin filmine gitmiş mi? Yok Böyle Dans yarışmasında beklenmedik şekilde ölen, ve insanlarımızı mateme boğan Defne Joy'la ilgili hissiyatı ne? Amerikan halkı da, bu olaya, bizimkiler gibi çok üzüldü mü? Mesela bu dans yarışmasının Amerika'da ATV televizyonunda da yayınlanması için Amerikan Büyükelçiliği olarak bi teşebbüste bulunmayı düşünebilir mi?
Yahu Abuzittincim bunlar pat diye aklıma geliveren sorular. Kimbilir gazeteciler daha ne sorular bulurlar. Bak şu anda aynı Büyükelçi İstanbul'da basın toplantısı yapıyor, TV'den izliyorum, ve hâlâ, gülerek, altını çizerek yazıyorum gülerek "..basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de olup bitenleri anlamaya çalıştıklarını" söylüyor. Ve bu lafları İçişleri Bakanımızın "...Türkiye'de basın özgürlüğü en ileri demokratik ilkelerden daha ileridir.." diye internet sitelerine düşen demecinden hemen sonra söylüyor. Sen olup bitenlerden gene de bi şey anlayamıyorsan bırak git anlayan biri gelsin. Amerika'da Ankara'ya Büyükelçi olacak adam mı kalmadı.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş
Tecellister@gmail.com