Recep İvedik filminde bütün sinema kahkahadan kırılırken, ben bir kez bile gülememiş ve yazmıştım da, "Millet niye gülüyor anlamadım" diye.. Bir kaç gün sonra, Şahan'a rastladım. Üstelik tanışmayız da, resmen. Yanıma geldi. Nasıl uygar, nasıl sevimli.. "Hıncal ağabey bir gün beraber yemek yiyelim, ben sana neden güldüklerini anlatayım" dedi..
O yemeği bir türlü yiyemedik, Şahan bu arada yeni Recep İvedikler çekti. Onlara gitmedim artık..
Sonra Şahan, malum balkon sahnesiyle gündeme geldi. Sabaha karşı saat beşte, Berrak Tüzünataç'ın evinde çekilen görüntülerle..
Şahan, Berrak'ı balkon korkuluklarına yaslamış, kendisi de kızın üzerine yaslanmış. Romeo-Jülyet romantizmini aşan erotik sahneler. Bir TV'nin magazin programında yayınlanınca, taraflar çok ünlü olduklarından, magazin gündemi patladı.
Konuya ben de bir köşesinden, magazin gazeteciliği açısından girdim.
Dedim ki..
"Bizde magazin muhabirleri, bir arada çalışır, belli saatlerde, belli yerlerde toplanır, orada olanları çekerler.. Reina, Sortie kapısında gece yarısı, Bebek Caddelerinde hafta sonları, Nişantaşı, İstinye Park'ta her öğle mesela.. Ama işleri de orda biter. Takipçilikleri yoktur. O zaman nerden çıktı, sabahın beşine kadar Cihangir'de belli bir balkonun altında beklemeler ve sonra balkonda geçen bir aşk sahnesini filme almalar?."
Görüntüleri yayınlayan TV'nin sorumluları dahil konuştum. Bazı şeyler öğrendim. Boşlukları da tahminlerimle doldurdum ve dedim ki, "Bu buluşmayı birisi önceden bu TV'ye haber vermiş olmalı.."
Sonra da sordum.. "Olayın içinde iki kişi var.. Biri kız, biri erkek.. Sizce hangisi olabilir?."
Ne oldu bilir misiniz?.
O "Hıncal ağbi, buluşup bir yemek yiyelim, ben sana anlatayım" diyen sevimli ve uygar delikanlı beni mahkemeye verdi. Kendisini küçük düşürmüşüm diye..
Geçen akşam da Kenan Erçetingöz'ün programında ilan etmiş.. "Olayı abartıp beni aşağılayanları mahkemeye verdim" demiş..
Savcılığın kararı ertesi gün elime geldi.
"Sokağa bakan balkonun kamuya kapalı özel yer olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Her ikisi de toplum tarafından izlenen ünlü sanatçılar olan bu kişilerin özel hayatlarının gizli tutulması için kendilerine dikkat etmeleri gerektiği açıktır. Herkesin görebileceği şekilde balkona çıkıp bu şekilde görüntü veren tarafların özel hayatlarının ihlal edildiğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle, görüntülerin nasıl çekilebildiği yönünde sadece bir düşünce üretmekten ve tartışmaya açmaktan öteye gitmeye yazılarda suç unsuru bulunmamış ve bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir."
Özel hayatına ve gururuna fevkalade düşkün Şahan Kardeşim Kenan'ın programında neler neler demiş, bilemezsiniz..
"Balkon sahnesinde utanılacak bir şey yok. Hepimiz yaptık. Yapmasak ben doğmazdım, sen doğmazdın."
Yani Şahan'ın Berrak'ın evinde ne yaptığına dair imaya, ne iması, açıkça ifadeye bakar mısınız?.
Şahan bu lafın Berrak'ı yaralayacağını, küçük düşüreceğini, aşağılayacağını bilmez mi, benim "Haberi, TV'cilere kim verdi acaba" sorumun bile kendisine hakaret olduğunu iddia ederken.
"Ben ve Berrak, bekâr insanlarız. Ortada bir aldatmaca yok, başkalarına karşı sorumluluğumuz da yok. Paylaşılan güzel bir an konu oldu. Sonrasında bazı yorumlar zarar vermeye başladı, ben de dava açtım" diyor. Oysa Şahan'ın söyledikleri yoruma gerek bırakmıyor.
"Biz insanların doğmasına sebep olan şeyi yaptık. Kime ne" deyişi yapılanı açıkça ifade etmiyor mu?.
Yayında başka söyledikleri de var.. "Bu balkon skandalını (Deyim bana değil, ona ait. "Bu dünyanın her yerinde skandaldır. Bizler ünlü insanlarız, bu görüntüler haber değeri taşıyor" diyor üstelik) aralık 2011'de gösterime sokmayı planladığım Recep İvedik 4'te kullanacağım. Öyle bir planım vardı zaten. Recep'i balkonda bir kadına kıstırtabilirim.."
Yani.. "Zaten öyle bir planı var. Bu balkon sahnesi, dördüncü filme doğal reklam olsun diye bili nçli yaratıldı. Bu yüzden de foto muhabiri ve TV kameramanlarına önceden haber verildi" diye tahmin yürütürsem, gene suç mu işlemiş olurum acaba?.
Ama yürütemem. Zira Şahan "Recep İvedik'i balkonda bir kadına kıstırtabilirim" derken, balkonda kıstırılanın Berrak değil, kendisi olduğunu söylüyor, açıkça.. Yani planı yapan, Şahan'ı kıstıran ve dillere düşüren Berrak.. Şahan da bunu filminde kullanıp kendini temize çıkaracak.
Ortalık iyice karıştı değil mi?.
Çözüm gene Şahan'da..
Bak Şahan kardeşim.. Artık aramızda mahkemelik bir durum da kalmadığına göre, (Tabii yeni bir dava açmazsan) artık buluşabilir, hem dörde varan Recep İvediklere milletin niye güldüğünü, hem de bu balkon kıstırmalarını uzun uzun konuşuruz, ne dersin..