Efendim bu "Ölümden Sonra /Afterlife" dördüncüsüymüş, Resident Evil'in.. Resident Evil bir bilgisayar oyunu.. Ondan film yapmışlar.. Tutmuş.. Üç tane daha yapmışlar.. Benim sonuncudan haberim oldu, o da 3 boyutlu diye.. Bu iş hızla gelişiyor. Yakında maçları evde 3 boyutlu izleyeceğiz, bizim Sony Coşkun "Eli kulağında" dedi. Yani Sony hazır da, yayın bekleniyor sadece.. Gazete ve dergiler 3 boyutlu başlamış bile..
Ee.. Gelişmelerin en hızlı olduğu yer sinema.. O zaman izlemek gerek..
Kalktım gittim. Üç boyut gerçekten güzel kullanılmış filmde.. Müthiş çekimler var. Özellikle kentlerin ve doğanın kuş bakışı görünümleri sanki sanatçının elinden çıkmış gibi..
Hikâyeyi boş verin. Olup bitenler hayal gücünü de aşıyor. Eskiden yalnız çizgi filmle anlatılabilenler, şimdi bu digital teknoloji ile bire bir canlandırılıyor. Yani salla sallayabildiğin kadar. Bakıyorum seyirci de alıştı.. "Bu da olur mu" demiyor..
Efendim, merkezi Japonya'da (Tesadüf değil tabii.. Teknolojik gelişmenin dünya merkezi Japonya değil mi?.) Şemsiye diye bir kuruluşun başındaki canavar ruhlu adam, dünyaya hükmetmek, tanrı rolüne soyunmak için insanların kökünü kazıyor, kentleri yok ediyor.. O boş ve rezil dünyanın sahibi olsa ne olacak, o da ayrı..
Milla Jovovich de tek başına onu durdurmaya savaşıyor.. Yani hikâye daha on film götürür. Çünkü hikâye yok, aynen bilgisayar oyunu gibi aksiyon var sadece..
Milla, fena halde Deniz Akkaya'ya benziyor. Hangisi daha çok doktor yapımı bilmediğim için, "Kim kimi kopya ettirmiş estetikçisine" derseniz, onu da bilemem artık. Son söz..
Vakit geçer.. O kadar. Yoksa, Ölümden Sonra, ölmeden önce seyredilmesi gereken filmlerden değil..