Abuzittincim,
Elbette büyüklerimiz her şeyin en iyisini bilir, en iyisini yapar da şu referandumu neden ayın 12'sine aldılar, bu, oyları o kadar mı etkileyecek bi zamanlama, aklım almadı kardeşim.. Ama aklımın aldığı, referandum tarihinin hemen Ramazan Bayramı'nın arkasına gelmesi, bi çok yerde, iç turizmi öldürdü. Gelecek yıl da seçimleri Ramazan Bayramı'ndan sonraki haftaya alır, okulları da biraz erken açarlarsa turizmcilerin bayağı hayır duasını alırlar herhalde. Turizmciler derken yalnız otel, lokanta sahiplerini kastetmiyorum onlarla yan yana çalışan, turizmden ekmek yiyen bi çok insan var. Taksicisinden tut da balon satanına kadar. Ve Türkiye de, genelde, yerli turist olmazsa bu sektör balyozu yer Abuzittincim. Bu seneki gibi!
Rodos'tan dün döndüm. Ortalık cıvıl cıvıldı. Hem Yunanistan'ın öteki taraflarından gelen Yunanlılar (ki ekonomik kriz içindeler) hem de yabancılar. Bi Marmaris'i düşündüm bi de Rodos'u, arada çok fark vardı. Marmaris neden Rodos gibi olmasın? Yani şu referandum tarihi ekim ayının başına alınsa okullar da o zaman açılsa kıyamet mi kopardı yani?
Turizmde benim ölçüm Eyfel Kulesi'dir Abuzittincim. Akdeniz ve Ege kıyılarında, Antalya hariç, bi mevsimde Eyfel Kulesi'ni gezen kadar turist (yerli yabancı) çekemezsen "Biz dünyanın en iyi turizm destinasyonlarından biriyiz" diye övünüp durma. Buna kargalar bile güler!
Neyse, Rodos tan söz etmişken, biliyorsun orada yaşayan çok Türk var. Sayıları galiba 4000'e yakın. Eski Şehir denen yerde, hediyelik eşya satan dükkanların bazılarının sahipleri de Türk. Bu, Bizanslar zamanında yapılan surlarla çevrili "şehir"de Osmanlılar devrinden kalan camiler, hamamlar da var.
Sultan Süleyman Camii en büyük cami ama Yunanlılar nedense Müslümanların burada ibadet etmesine izin vermiyorlarmış. Rodos'taki Türklerle sohbet ederken bundan dert yandılar. Yaptıkları başvurular dikkate alınmamış. Oysa bi kaç yıl öncesine kadar cami ibadete açıkmış. Ben ordayken Ramazanın son günüydü ve minaresinin ışıklandırılmıştı. Demek sırf gösteriş olsun diye ışıklandırmışlar.
Bu defaki Rodos gezimde ilgimi çeken bi olay da hediyelik eşya satan bi dükkânda geçti. Dükkân sahibi Yunanlı. Bizdekilere benzer hediyelikler satılıyor. Nazar boncuğu da bunlardan biri.. Dükkândaki müşteri Türk. (Bu defa bayağı Türk turist vardı) Bizimki nazar boncuklarını gösterip "Bunu Türkiye'den getirttiniz, değil mi?" diye sordu. Yunanlı "Hayır" dedi.
"Yunan malı.." "Türk malı" diye bi münakaşa başladı Abuzittincim. İkisi de ısrarlı. Neredeyse birbirlerine girecekler. Hadi anlarım, Rodos limanında demirli Bodrum yapımı şık bi gulete adamın biri "Bu Yunan yapısı" diye tuttursa münakaşaya değer de alt tarafı camdan bi nazarlık. Yunan malı olsa ne yazar Türk olsa ne yazar.
Esasında ortak pek çok şeyimiz var. Yemeklerimiz, müziğimiz gibi.. Önce "Araya girip şu münakaşayı tatlıya bağlayayım" diye düşündüm ama tatlıya bağlayacak bi laf da aklıma gelmeyince çıktım gittim. Belki de hâlâ tartışıyorlardır.
Münasip yerlerinden öperken, bayramını kutlarım Abuzitincim.
Kardeşin Güneş.
tecellister@gmail.com