Dünyanın en güzel şeyi ne?..
Yazmamak!..
Tam 9 gün yaşadım Bodrum'da.. Kafamda yazma baskısı, stresi olmadan.. "Yahu devir bilgisayar devri.. Al yanına bir dizüstü. Otur günde bir saat yaz. Dükkanı kapama" diyenler var ya.. Mesele bir saat değil ki.. Kalan 23 saat..
O bir saat ne yazacağını düşünerek, gördüğün, izlediğin, duyduğun, yaptığın her şeyi kafanda yazıya dönüştürerek..
Son günlerin modası (Filmi daha görmedim), rüyanda bile yazı görerek..
O bir saat, 23 saatte kafanda hazırladığını daktilo etmek sadece..
Tatil dediğin vücutla yapılmaz ki.. Eşek gibi yorgun ol, sekiz saat uyudun mu tamamdır..
Tatil kafada yapılır.. 23 saat yazı düşünen kafa dinlenir mi?.
9 gün kafamı tatile çıkardım.. Etrafıma da baskı yaptım.. Siyaset ve spor konuşmak yasak..
Oh be.. Dünya varmış.. Yazmamanın meğer ne doyulmaz zevki varmış.. Yazmamak ne güzel şeymiş..
Peki o zaman, şimdi, şu an, bilgisayarın başında tuşlara dokunurken içimden taşan mutluluk ne?.. Niye zevkten ölüyorum ben?.
Çünkü dünyanın en güzel şeyi yazmak..
Dünyanın en güzel şeyi okurla, sizlerle dostlarla buluşmak.. "Manyak mıyım, ben neyim" diye sormadım kendime..
Cevabı yıllar, yüz yıllar önce Ezop diye biri vermiş.. Hadi onu nakledelim.. Bodrum'u yazmaya yarın başlarız..