"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en büyük zaafı güçlü ve etkili bir danışman kadrosundan yoksun olmak" diye sık sık yazdığımı ve söylediğimi çok iyi hatırlıyorum.
Dünyanın güçlü liderlerine bakın. Bu güçlerini danışman kadrolarından alırlar.. Obama'nın etrafında bir ordu var mesela.. Her şeyi bilmesi, her yere yetişmesi mümkün olmadığından. Sadece konuşmaları değil, davranışları bile uzman danışmanlarca düzenlenir..
Türkiye, dünyanın en kritik bölgesi Orta Doğu'nun en önemli ülkesi..
Türkiye içerde de fevkalade kritik günler yaşıyor.
Aydınlık günlere, içte huzur ve mutluluğa, dışta saygın ve önder ülke durumuna ulaşmamız için, her zamankinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Birbirimize sımsıkı sarılmalıyız. Bunu kim sağlar?.. Kollarını açmış, herkesi kucaklayan bir lider.. Arkasından herkesin yürüyeceği bir önder.. Bir iktidar partisinin başkanı olan başbakan değil..
Peki Recep Tayyip Erdoğan, bu görüntüyü veriyor mu?.
Bir defa verdi, evet.. Seçimleri büyük bir zaferle kazandığı gece irticalen yaptığı konuşma bütün ülkeyi kucaklıyordu. O Erdoğan'ı bir daha göremedik.
Şimdi, öfkeli bir başbakan portresi izliyoruz.. Ve de Cumhurbaşkanı'nın henüz kimselere umut vermeyen, adeta "Dostlar alışverişte görsün" toplantılarını..
Herkeste bir endişe, herkeste bir "Yarın" sorusu var.
PKK terörüne karşı tüm ulus tek vücut olmalıyız. Oysa bu birliği sağlaması gereken, başbakan yenildiği öfkesi içinde, CHP, MHP ve BDP'yi ismen sayarak, kendisinden olmayan herkesi PKK safında gösteriyor. Muhalefetin söylediklerine kızabilirsin. Ama içinde saklayacaksın. PKK'ya Açılım yapan kollar, bu ülkenin yasal kurumlarını niçin kucaklamaz, kriz günlerinde..
Sen kollarını aç. Hoşgörüyle, sevgiyle konuş. Bırak onlar ne derlerse desinler..
Lider ayrım yapmaz.. Lider, kimseyi "Öteki" yapmaz..
"Kimseyi" derken, en geniş anlamda konuşuyorum..
O gece baskında 11 Mehmet şehit düştü.. Ama ateş düşen ocak sayısı 23.. Oğulları PKK'ya katıldı diye, onların evlat acısı içinde yanan ailelerini kendimizden saymayacak mıyız?.
Gazetelere baktım, tek tek.. Taraf dahil, bir tane sayan yok.. Babalar Günü'nde 11 değil, 23 baba yandı. Bugün bu ülkede bir oğlu bir tarafta, öbürü öbür tarafta olan babalar var..
Lider, bu ülkenin tüm anaları, tüm babalarını kucaklamalı.. Kucaklamalı ki, tüm ulus ardından inanarak yürüsün.. Kucaklamalı ki, Kandil'deki isyancı düşünmeye başlasın. Çözümün terörden değil, siyasetten geçtiğini, siyasetçilere güvenebileceğini düşünmeye başlasın.
Başbakan medyaya güvenmiyor. Yargıya güvenmiyor. Bu ülke insanlarının ve kurumlarının nerdeyse yarısına güvenmiyor. O zaman o dışladıkları, ona güvenir mi?. "Taşeron" diyor PKK için Başbakan.. "Millet biliyor" diyor.. Bizim gazete manşete taşımış.. Ben bilmiyorum..
Amerika ve İsrail'i mi kast ediyor?.
Daha dün, Abdullah Öcalan'ı İsrail ve Amerikan istihbaratı derdest edip bize postalamadı mı?. Peki bugün?.. PKK'ya karşı hâlâ Amerika ile istihbarat işbirliği yapıyoruz. PKK'yı havadan Kandil'e kadar hâlâ İsrail yapımı pilotsuz uçaklar izliyor.
Recep Tayyip Erdoğan yetenekleri, çekiciliği ile lider vasıflarına fevkalade sahip bir kişilik. Seçimleri AKP'nin değil, tek başına Erdoğan'ın kazandığını herkes biliyor.
İçerde ve dışarda fevkalade kritik bir dönem yaşadığımız şu günlerde tam da ihtiyaç duyduğumuz lider olabilir, kolayca..
Ama birilerinin ona "Kimseyi 'Öteki' yapma.. Sana alenen sövenler dahil, herkese kollarını aç, herkesi kucakla" demesi ve dediğini kabul ettirmesi gerek..
Böyle birisi var mı?.
Olsa Erdoğan kabul eder mi?..
Sorular bunlar..