Denizin hemen kenarına kurmuşlar, üzerine oturduğumuz podyumu.. Sunay elinde mikrofon sunucu.. Yahu nikâh töreninin sunucusu mu olur?.. Nebil evleniyorsa olur.. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal kıyacak.. Çağırıyor şahitleri.. Yaşar Kemal.. Fikret Otyam.. İki büyük usta.. Yıllar yıllar öncesinin birbirine hem de nasıl rakip, birbirini atlatmak için yapmadık iş bırakmayan iki genç gazeteci, ama iki ezeli dost.. Şule Talu.. Sabah'ın biricik Şule'si.. Bendeniz cennet kuşu.. Ama Sunay'a göre dört şahit yetmez.. Balaban Usta'yı çağırıyor.. Ara Güler'i çağırıyor.. Haşo'yu çağırıyor..
Yani tarihin en ağır nikah masası podyumu.. İş manevi ağırlığa kalsa, çoktan denizin dibini boylamıştık. Bu terazi bu kadar ağırlığı çeker mi?.
Başkan nihayet fırsat buldu.. "Nebil Özgentürk, hiçbir baskı altında kalmadan Nehir'le evlenmeyi kabul ediyor musun" dedi, Nebil aldı eline mikrofonu ve bir anda nikâh töreni bitti.. Yaşamdan Dakikalar başladı.. Nebil konuşuyor, bakıyorum etrafta yığınla kadın ağlıyor.. Nebil ağlıyor.. Tam bir "Hem ağlarım, hem giderim" vaziyeti..
Nihayet "Evet" deyince, Nehir derin bir "Ohh" çekti.. Mikrofonu eline alıp "Nebil lafı uzatınca 'Hayır' diyecek zannettim" dedi.. Valla ben de öyle sanmıştım, ne yalan söyleyeyim.. Nebil ve evlenmek asla yan yana gelmez iki kelime gibi görünüyordu bana.. Ama Nehir'in sihri, imkânsız görünen mucizeyi gerçekleştirdi..
Cumartesi Sabah'ta Tuluhan'ın yaptığı enfes bir söyleşi vardı ikiliyle.. Nebil "Hemen çocuk istiyoruz" demiş. Manşette o..
Şahitler de lafa girince, Fikret Ağabey "Şeyini tutan mı var?. Yapacaksan yap" dedi ve o ana kadar duygusallıktan ağlamaklı kalabalık nihayet makaraları koyverdi..
Törenin ardından masalara geçtik. Portaxe diye bir yer Balta Limanı'nda.. Daha önce hiç duymadım. Duyamazmışım zaten.. Çünkü açık değil. Sadece özel günler ve gecelere servis veriyormuş.. Yılda 550 organizasyon yapıyorlarmış. O zaman vakit yok zaten.. Ama servis de, mezeler de, yemekler de harikaydı.
Yemek faslıyla birlikte, şov da başladı. Sunucu gene Sunay.. Kimi görse etrafta çağırıyor.. Leman Sam, Ali Kocatepe, Murat Evgin gibi müzik, Ataol Behramoğlu, Ünal Ersözlü gibi şiir ustaları..
Kubat'ı çağırınca, Haşo ile fırladık sahneye.. O sabahki Yaşamdan Dakikalar'ı Nebil'in bekârlığa veda partisine çevirmiştik ya.. Bu defa "Evliliğe başlangıç" yaptık.. Kubat söylüyor, Haşo, Sunay, ben vokal yapıyoruz. Nebil de oynuyor.. Bir zeybek oynadı.. Bir Adanalı oynadı ve oynattı ki, düğün coştu.. Ondan sonra tutmayın gitsin artık..
Nebil önce smokin ceketini attı.. Sonra papyonu.. Sonra sırılsıklam gömleği. Kan ter içinde.. Yani "Hemen çocuk istiyoruz" ya.. Hal kalmayacak.. Sunay hatırlatma gereği duydu..
"Son zamanlarda bir âdet var. Çocuklara anne ve babaların isimlerinin hecelerinden isim üretiyorlar.. Bizimkilerin şimdi, oğulları olursa, Nehir'in birinci hecesi. Nebil'in ikinci hecesi.. Nebil koyarlar.. Kız olursa, Nebil'in birinci hecesi, Nehir'in ikinci hecesi, Nehir olur" dedi..
Nice Nehir ve Nebillere..