Valla gecenin bir yarısı, ya da sabahın köründe bilgisayarın başına geçip "Bugün kim bana nasıl sövmüş" diye bir mazoşist merakım yok. Bu yüzden, yarısından çoğu palavra, kasıtlı, hesaplı medya ve de ona buna söven, saldıran mastürbasyon sitelerine zerre bakmam.
Hayır.. Kendi pembe dünyamı da yaratmıyorum. Beni seven kadar nefret edenin olduğunu da çok iyi biliyorum..
Ne var ki, bana sövenlere zerre aldırmam. Aldırmadığım için okuma zahmetine de katlanmıyorum..
Bilmem ne sitelerinde kimlerin ne dediğini öğrenmek için bilgisayar başında saatler geçirmek yerine, Haşo'nun kaçtığı okullara, liselere, üniversitelere, işyerlerine sohbete gidiyor, gençlerle iç içe, yüz yüze oluyorum.. Issız sahilde tek başıma oturup denize bakmak yerine, Ortaköy'de halkın içine sandalye atıp, gelen geçenle iki çift laf ediyorum..
Hangisinin daha iyi olduğuna herkes kendi karar verir.
Benim sanal dünya ile işim yok. Gerçek dünyada yaşamaya bayılıyorum.. Gerçek dünyada ve insanların içinde..
Arkadan sallayan, cesareti sadece yazarken bulanlarla değil, yüz yüze konuşan insanlarla..
Hepsi bu!..