Bu soru çok ama çok önemli.. Hayati bir soru yani.. Muhatabı İçişleri Bakanı olabilir. Adalet Bakanı da.. Ama Emniyet Genel Müdürü ve de Yargıtay Başsavcısı mutlak üzerlerine alınıp cevap vermeliler..
Gazetelerde resimleri gördünüz.
Adam dükkânı basıyor. Kasiyer genç kızı göğsünden ve karnından bıçaklıyor. Sonra yere yatırıp bıçağı boğazına dayıyor ve 35 dakika rehin tutuyor.. Bu sırada kız, fena halde kan kaybediyor. Yaraları ölümcül olabilir, bilinmiyor, her an ölebilir.. Kan kaybından da ölebilir, ayrıca.. Boynuna dayalı bıçağı can havliyle eliyle iterken, elinden de yaralanıyor.. Olay yerine çağrılan polis hemen geliyor.. Ne yapıyor?.. 35 dakika adamı ikna etmek için dil döküyor..
Genç kız halen yoğun bakımda, hayati tehlikesinin sürdüğünü söylemiş doktorlar, okuduklarıma göre.. Bir de geçirdiği travmayı düşünün. Yaşasa bile hayat boyu ne kâbuslar geçirecek?.. Akıl sağlığı yerinde kalacak mı bilinmez..
Şimdi hatırlayın..
Adana'da benzeri olayı ekranlarda seyretmiştik bir kaç yıl önce.. Adam elindeki bıçağı yerde yatan kadına saplıyordu durmadan.. Kadın 53 yerinden bıçaklanırken, görüntünün öte yanında polis öyle seyrediyordu. Film izler gibi.. Sadece o kadar. Geçenlerde okudum. O adamın cezası bitmiş, tahliye edilmiş..
Şimdi, ortada her an ölebilecek biri, her an da onu öldürebilecek biri var. Bir kenarda da eli kolu bağlı, konuşma dışında tek eylem yapmayan polis..
Bu mudur, İçişleri Bakanı?.. Adalet Bakanı?.. Emniyet Genel Müdürü?.. Bu mudur?.
Amerika'da olsa, kadını göğsünden ve karnından vuran ve sonra başına çöküp bıçağı gırtlağına dayayan adam, keskin nişancı bir polis/ Sniper tarafından anında o bıçak tutan kolundan, hatta alnından vurulmuştu. Ve Amerika'da bu işi yapan polis ödül alır, hakkında dava falan da açılmazdı.. Bizim polis acz içinde izliyor..
Kadın göğsünden ve karnından yaralıyken, polis 35 dakika dil mi döker dünyada.. Ya ölse ne olacak?. Sorumlu kim?. Katil kim, bu durumda?. (Bir ara soru.. Adam bıçağı, o genç kızın değil de, bir siyasinin, mesela bir bakanın boğazına dayamış olsa, polis gene 35 dakika dil mi dökerdi?..)
Yargıtay Başsavcısı konuşmalı..
Böyle durumlarda polisin niye elinin kolunun bağlı olduğunu soruma, Yargıtay başsavcısı da yanıt vermeli.. Bağlı mı gerçekten yasalarımıza göre?..
Polisin önünde hem de göz göre göre ölmemiz, yasal mı?. Yoksa bu devlet, vatandaşının yaşamını koruyacak önlemleri aldı da, polis mi "Neme lazım" diyor..
Bu işin aslını biri açıklasın lütfen.. Ülkenin önde gelen ceza hukukçuları, avukatları dahil..
Bu nedir, biri bana söylesin!..