Yani film zaten hoş, ama bu sürprizle daha da hoş oldu.. The Rebound / Aşkın Yaşı Yok da bir İstanbul, hem de Ortaköy sahnesi gördük.. Fonda Balyan Ustanın o dünya güzeli butik camisi.. Daha da arkada köprü.. Filmin baş oyuncusu çıktığı dünya turunda İstanbul'a da uğramış. İstanbul'a uğramak, Ortaköy'e uğramak tabii.. Meydandaki kafelerden birinde çay içiyor. Karşısında da bir Türk kızı.. Aa.. Ben bu kızı tanıyorum.. Tabii.. Nasıl tanımam.. Saadet Işıl Aksoy.. 30 saniye ve tek kelimelik bir rolle, Aksoy da dünyayı dolaşıyor aslına bakarsanız, bu filmle..
Film hoş dedim ya.. Geçen hafta sonu, bir aylık dergiye çektirdiği çıplak resimleri ile bu ülkedeki her eve konuk olan Catherine Zeta- Jones, 40 yaşında, iki çocuk annesi.. New York banliyösünde mükellef bir villada yaşıyor.. Küçük oğlunun doğum gününde, kocasını komşu kadınla sevişirken basınca evliliği bitiriyor. Çocuklarını kaptığı gibi Manhattan'a taşınıyor. Bir de iş buluyor. Tabii o zaman çocuklara bakacak biri de gerek..
Justin Bartha, 25 yaşında bir delikanlı. Bir Fransız kıza deliler gibi âşık olmuş ve evlenmiş. Ama kızın niyeti bu evlilikle Amerikan vatandaşı olmak.. O da kocasını aldatmış. Catherine bir tesadüf karşılaştığı Justin'den çocuklarına dadılık yapmasını istiyor..
İkisi de aldatılmış bir kadın, bir erkek.. Kadın erkekten 15 yaş büyük.. Bu yaş farkına rağmen aralarında ilişki başlıyor.. Bu şimdi aşk mı?.. Yoksa ikisini de sarsan aldatılmışlık duyusunun öfkesi, intikam alma hissinin tatmini mi?..
Filmde bir hoşluk daha var.. Hele de bizim kuşağın hayatında önemli bir yer tutan Simon and Garfunkel müzik ikilisinin (The Sound of Silence, Missis Robinson) ikincisi Art Garfunkel de Justin'in babası rolünde..
Catherine Zeta-Jones harika oynuyor.. Biz güle güle izledik.. İki hoş saat geçirmek için bire bir..