Fenerbahçe- Bursa maçının yıldızı Rıdvan'dı.. Maç bittikten sonra sahneye çıkan Rıdvan.. Bir Fenerbahçe analizi yaptı, bu kadar olur.. NTVSpor'da Rıdvan'ı izlemeyenler çok şey kaçırdılar o gece..
Rıdvan Fener'in yenilgisinde baş rolü seyircinin oynadığını büyük bir cesaretle anlattı. Seyirci poposu yalamayı marifet sayan bir medya ortamında Rıdvan'a sahip olmak harika bir şey..
Takım 2-1 galip oynarken hem de kendi oyuncusunu yuhalamak, onun oyundan alınmasını istemek ne demek?..
Daum bu seyirci baskısına göğüs geremedi. Guiza'yı oyundan aldı ve Semih'i soktu. Guiza saha kenarına yürür ve kulübeye otururken de "Yuh"lar bitmedi.. Kameralar az sonra onu yakından gösterdi. Guiza ağlıyordu. Bu sahneyi maçı tribünde izleyenler göremediler. Televizyonun farkı da burada.. Ayrıntılar ekranda var, tribünde değil..
Ve eğer inançlıysanız, sonuca bakınca benim gibi "Guiza'nın ahı tuttu" demişsinizdir, mantıksal yorumlarınız yanında..
Daum maç boyu hatalar yaptı.. Özer sakatlanıp çıkarken, onun yerine girecek doğal yedek Selçuk'tu. O yerin tam da adamı.. Ama Daum, Selçuk'u değil, Önder'i aldı. Onu sağ beke koyup, bu ülkenin en iyi sağ beki Gökhan'ı sağ açığa kaydırdı. Bir yerine iki kişi kaybetti yani..
İlk defa oynadığı yeni yerinde bocalayan Gökhan'ı, 2- 2'den sonra ikinci santrforu oyuna sokmak için kenara alması ise, çocukça bir hamle, intihardı. İkinci santrfor oyuna girerken, ona top getirecek kanat adamını kenara alırsan, o değişikliğin ne işe yarar?.
Tabii, sorun aslında daha derin..
Fener'de kanat adamı yok.. Aziz Yıldırım tek başına karar verip eşek yükü ile para harcıyor ama en yanlış transferleri yapıyor. Koca Fener'de kanat adamı yok.. Olmadığı için Wederson, Gökhan gibi bekler kanatta oynuyor.
Rıdvan "Bu takımın orta alanı, Tuncay, Appiah, Aurelio ve Anelka'dı. Bir de bugünkülere bakın" dedi. Bir transfer politikası ancak böyle vurucu bir örnekle perişan edilirdi.
Rıdvan, tribünlerin en gerisinde tek başına oturan ve vücut dili ile "Daum kovulacak, sıra bana gelecek" diyen Aykut Kocaman ile Daum arasındaki sürtüşmenin de altını çizdi. Samandıra'daki iki başlı yönetimin takımı da ikiye böldüğünü anlattı.. "Ben olsam, A dışındaki bütün Brezilyalıları gönderirdim" dedi.. Yıldırım'ın takıma doldurduğu ucuz Brezilya süprüntüleri ancak böyle eleştirilirdi. Ki ayni başkan takımın geri kalanını da çöp kutusuna çevirmek için, yabancı transferin serbest kalması kampanyasını sürdürüyordu.
Rıdvan bir tek şeye değinmedi..
Fenerbahçe'nin en büyük dezavantajının patates tarlasından beter Saracoğlu zemini olduğunu söylemedi..
"İkinci yarıda Fener'in maç çoğunluğunun bu zeminde olması, avantaj değil, dezavantajdır. Fener bu yarıda en güzel maçını Sivas'ta oynadı. Çünkü orada harika bir zemin vardı" demedi. Saracoğlu tribünleri ile övünen başkanın ve onu "Ne stat yaptı ama" diye yere göğe koyamayan emir kulu medyanın bu feci zeminden söz etmemesinin altını çizmedi.
Seyirci yanlış.. Hoca yanlış.. Saha yanlış.. Yönetim yanlış..
Bu ortamda, futbolcunun doğru olmasını istemek, haksızlık değil mi?.