Muhteşem bir haftayı geride bıraktım.. Sizlere "Benim güzel Türkiyem" diye yazdığım hafta üstelik.. Ne kadar haklı olduğumu kanıtlamak için bu haftayı ben düzenlesem bu kadar olmazdı..
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Merkezi..
İşte bu.. Avrupa Kültür Merkezi olmak işte bu..
Pazartesi İş Sanat'taydım.. Harika bir şiir gecesi yaşadık. Yazdım.. Türk edebiyatının aşk şiirleri.. Tilbe, Metin, Hakan, Hümay.. Ve de Serdar'ın piyanosu ile Likoslar.. Tıklım tıklımdı İş Sanat.
Salı.. Hem de imkânları nerdeyse imkânsız, minnacık, orkestra çukuru bile olmayan bir sahnede dünya çapında bir Don Kişot balesi.. Muhteşem İlke ve Arkın.. Süreyya salonu da tıklım tıklımdı. Tek boş koltuk yok..
Çarşamba.. Şölen.. Bir tiyatro şöleni gerçekten.. Zuhal Olcay ve Ayça Bingöl'le başlayan harika bir oyunculuk gösterisi.. Seyri zor, çok zor bir oyun, ama Akatlar Sanat Merkezi'nde gene tek boş yok..
Perşembe.. Portakal Sanat Galerisi'ndeyim. Bir tarih yazılıyor.. Dünya çapında ustaların orijinal resimleri, dünya çapında bir ışıklandırma ile sunuluyor.. Picasso'dan Monet'ye resmin devleri yan yana.. Cumhuriyet Tarihinin en değerli sergisi, tartışmasız.. Pazar akşamı Raffi telefon etti.. "Girişi paralı yapsam, köşeyi dönmüştük" diye.. Hele pazar günü.. Hani bizde galeriler kapalı olur, tatil yapar ya o gün.. Kapıda kuyruklar oluşmuş.. Ankara'dan, İzmir'den gelenler..
..Ve cuma.. Cemal Reşit Rey.. Koltuklar değil, koltuk araları da dolu. Merdivenlere oturanlar var.. Sahneye bile sıra sıra sandalyeler dizilmiş.
Fazıl Say ve Arkadaşları..
Fazıl Say'ın 2010'da, Dört Konser ve 10 Okulda Öğrencilerle Baş Başa önerisine cevap dahi vermeyen 2010 Kültür Ajansı yöneticileri keşke o gece Cemal Reşit Rey'de olsalar ve o muhteşem geceyi yaşasalardı..
Harika bir gece yaşadım.. Harika..
Bir Ulvi Cemal Erkin vardı.. Piyanolu Beşli.. Fazıl piyanoda.. Cihat Aşkın (Keman), Sevil Ulucan (Keman) Atilla Aldemir (Viyola), Çağ Erçağ (Çello). Hele Adagio bölümü.. Bir ilahi ayin dinliyorduk sanki.. Öyle bir huşu havası vardı salonda..
Ve en güzeli arada.. "Ben Ulvi Cemal'in kızıyım" dedi, çok zarif bir hanım.. Dünya tatlısı bir çift "Biz Cihat'ın anne ve babasıyız" dedi.. Bir başkası geldi yanıma.. O da Atilla'nın babası..
İkinci yarı daha da renkliydi.. 12 yaşındaki müthiş yetenek Iraz'ın piyanosu ile açıldı.. Ardından Güvenç Dağüstün, İstanbul'u Dinliyorum (Orhan Veli) ve Bugün Pazar'ı (Nazım) söyledi..
Fazıl'ın Burcu Karadağ'ın neyine eşlik ettiği Katibim, salonu aldı götürdü.
Arkadan Berfin, benim minik Berfin'im, dünya çapında harika çocuğumuz geldi. Fazıl ona da eşlik etti, Yalçın Tura valslerinde..
.. Ve harika finalle bitti, seyircinin bitirmeyip 15 dakika alkışladığı gece.. Piyano ve Keman için Sonat'ı Fazıl'ın.. Kemanda da Cihat Aşkın.. Hele de Horonda ve Odam Kireçtir Benim'de Cihat Aşkın'ı dinlemek, rüya gibi bir şeydi..
Fazıl, harika işler yapıyor.. Konserlerini, her fırsatta arkadaşları ile paylaşıyor.. En harikası da küçüklere desteği..
..Ve pazar.. Sabaha harika bir habere uyanmak ne güzel.. Kapıdan aldığım gazetedeki haber..
Altın Ayı 46 yıl sonra gene Türkiye'de.. Metin Erksan'ın Susuz Yaz'ından sonra, Semih Kaplanoğlu'nun Bal'ı Berlin Film Festivalinde "En İyi Film" seçilmiş.. Hem de Werner Herzog'un başkanlığını yaptığı bir jüri tarafından..
Daha ne olsun.. Bir haftada daha ne olsun..
Ne mutlu bana, bu güzel ülkede, bu güzel kentte yaşıyorum. Ne mutlu bana, bu saydıklarımın hepsini görme, dinleme, izleme şansım var.. Ve de en güzeli.. İzliyorum da.. Zevk alarak. Tadına vararak.. Coşarak.. Gururunu duyarak!..