SABAH gazetesinin hemen altında Barbaros Bulvarına açılan Hoşsohbet Sokak kavşağına yaya geçidi çizgisi çizilmesi, tepesine trafik ışığı konması ve bu ışıklarla, Bulvar'dan sokağa girişin düzenlenmesini yaza yaza ben sağladım.. İyi halt ettim.
Bu yaya geçidi ve ışıklar yüzünden bir gün bir arabanın altında kalacağım..
Yerde yaya geçidi çizgileri, zebralar varsa, karşınızdaki lambada da yeşil yanıyorsa, yola yürümek için artık sağa sola bakar mısınız?.
Bakmazsanız yanarsınız..
Ercan, beni bu sokakta beklediği için her gün yaya geçidinden geçmek zorundayım. Her defasında kırmızının benim için yeşile dönmesini bekliyorum ve her defasında, gene de sağa sola bakıyorum. Çünkü İstanbul'un dağ başı, yerdeki ve lambadaki işaretlerin süs olduğunu biliyorum..
Buna rağmen, insan bazen dalıyor.. Sanıyor ki, trafikte sürüler değil, insanlar dolaşıyor..
Yaya geçidinde, ışık olmasa bile yol benim. Kaldı ki bana yeşil yanıyor 34 FT 7497'yi kullanan bayım, siz, kırmızıda geçiyor, geçmekle kalmıyor, gaza basıp sağa dönüyorsunuz. Yani benim sizi görmem çok zor, onu da biliyorsunuz, ama arabayı hızla üzerime sürüyorsunuz.
Bu yaptığınız uygar ülkelerde cinayete teşebbüs.. Ama bizde ölmezsem, "Tutuksuz yargılanmak üzere..", ölürsem en fazla iki ay sonra serbest kalırsınız.
Ben canhıraş bir sıçrayışla (ki öyle oldu) kendimi kurtarırsam, hiç bir şey olmamış gibi basar gidersiniz. Çünkü yakalanmayacağınızdan, çünkü ceza almayacağınızdan eminsiniz.
Çünkü İstanbul'un sahipsiz, İstanbul'un dağ başı olduğunu biliyorsunuz..
Hem de Sabah gibi bir gazetenin önünde, atv gibi bir tv kanalının yanında, yani etraf gazeteci kaynarken, orada bir büyük basın merkezi var diye, trafik ekip arabaları ve polisleri cirit atarken, pervasız ve korkusuzsunuz.
Çünkü biliyorsunuz ki, Hıncal manyağı dışında sizinle uğraşan gazeteci yoktur.. Çünkü biliyorsunuz ki, oradaki üniformalı polisler, görevlerinin ve üniformalarının bilincinde değildirler. İş olsun diye orda durduklarına inanmakta ve her gün hem de gözlerinin önünde gerçekleşen böylesi yüzlerce ihlale tepkisiz kalmaktadırlar..
Sevgili Dostum Kadir Topbaş..
Hayatım ve sağlığım adına sizden rica ediyorum.. Lütfen ekiplerinizi yollayın ve o yaya geçidi çizgilerini sildirin. O trafik ışıklarını da kaldırın ki, o kavşakta devlete güvenmek gibi berbat bir huydan vazgeçelim. Kaderimizi ellerimize alalım ve sağı solu iyice kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmeyelim..
Bizi ezip geçecek, 34 FT 7497 gibi saygın vatandaşlar bir de mahkemede kapılarında sürünmesin, avukatlara para kaptırmasınlar..
34 FT 7497!..
Sizden özür dilerim.. İstanbul'u kent, ana kent Avrupa Kültür Merkezi bir dünya metropolü sanıp, başınızı ağrıttığım için..
Oysa burası dağ başı ve orman yasaları hakim.
At binenin, kılıç kuşananın.. At da sizde, kılıç da.. Yollar arabalar için.. Yaya denen zavallının sokakta ne
işi var ki..