Bir muhteşem kentte yaşıyoruz.. Yani bu kadar mı güzel, bu kadar mı dolu olur bir şehir.. Ve ben, Tanrının lütuflarını ihsan etmede en cömert davrandığı insan, nasıl dolu dolu günler, geceler geçiriyorum..
Yüce yaratan, bana güzelliklerden zevk alma duyusunu bol bol verip, bu güzelliklerin en bol olduğu kente salmış, "Hadi bol bol yaşa" diye.. Daha ne olsun..
Yıllar önce en çok gitmeyi istediğim kentti Viyana.. Müthiş bir kültür sanat ortamı.. Rastgele kalkar gider, mutlak ama mutlak izlenecek bir güzellik bulurdum.. Ve de Londra.. Aynen öyle.. Uçaktan in, bir kent dergisi al.. Seç içinden geceleri..
"İstanbul niye fakir" derdim için için kahrolarak..
Artık değil.. İstanbul birbiri ardına harika geceler yaşıyor, yetişemiyorsunuz.. Her zevke, her keseye göre geceler..
İşte Pazar gecesi.. Boğaz'ın, dünyalar güzeli Boğaz'ın kenarında bir müzik alanı.. Kuruçeşme Arena.. Dünyada daha güzeli yok.. Olamaz.. Çünkü dünyada başka Boğaz yok..
Denizden tatlı tatlı esen meltemin okşayışlarını hissederek Louis Armstrong'un harika şarkısını dört sesten dinliyoruz..
Dünyanın en ünlü tenorlarından Mario Frangulis.. Bir başka müthiş ses, Yunan/ Fransız melezi Kanadalı George Perris.. İngiliz Müzikal oyuncusu Frances Rufelle ve genç, pırıl pırıl sopranomuz Meyra..
"What a wonderful world" diyorlar.. "Bu ne harika bir dünya.."
Başımı hafif sağa, sahneden denize çeviriyorum.. Boğaz'dan ışıl ışıl bir yelkenli geçiyor.. Gecenin karanlığında seren direğinin hemen üzerine asılmış bir lamba gibi duran şey de, şavkı dalgalara vuran ay..
Louis, burayı mı gördü de yazdı bu şarkıyı..
"Bahçelerde ağaçlar görüyorum../ Senin ve benim için açan kırmızı güller de.. / ..Ve kendi kendime düşünüyorum, bu ne harikulade bir dünyadır./ Mavi gökler görüyorum.. Beyaz bulutlar/ Kutsanmış parlak günler, kararmış kutsal geceler../ Gök kuşağının renkleri gökte öyle şirin ki.. / Yüzler görüyorum ayrıca.. Gelip geçenlerin yüzleri.. El sıkan arkadaşlar görüyorum 'Nasılsın' diyorlar/ Aslında 'Seni seviyorum' derken.. Ve kendi kendime düşünüyorum. Bu ne harikulade bir dünyadır!.."
Dünya güzeli bir repertuarla, dünya güzeli şarkılar söylediler, Mario ve arkadaşları.. Harika bir gece geçirdik, bitmesin, sabaha dek sürsün istedik..
Mario, günümüz için çok anlamlı bir şarkıyı da altını çizerek, "Size ithaf ediyorum" diye haykırdı adeta..
"Zafer barışın olacaktır.."
Olmalı.. İçerde, dışarda, komşularımızla, kardeşlerimizle barış içinde yaşarsak, bu harikulade dünya, cennete döner..
Hafta arası Salı gecesi İlham Gencer'i, Ertekin'in marinasında, İstanbul Gelişimi Sortie'de tekrar tekrar dinlemeye doyamadık. Bu hafta gene..
Hafta sonu Açık Hava'da Zülfü vardı.. Dün yazdım.. Arena'da Ajda.. Açık Hava'da Mazhar, Fuat, Özkan.. O ikisine gidemedim.. Ama pazartesi Beşiktaş Abbas Ağa Parkı'ndaydım.. Beşiktaş Belediyesi "Ustalara Saygı" geceleri devam ediyor.. Faruk Şüyun birbiri ardına güzellikler sergiliyor.. Bu defa Coşkun Demir vardı, kadife sesi ve dostlarıyla.. Ve biliyorsunuz.. Bu park konserlerine giriş serbest..
Mest etti Coşkun.. Ahmet Kurtaran, Suavi Karaibrahimgil, Cici Kız Bilgen, geldiler sahneye.. NTV Hava Raporlarını sunan Gökhan, şarkıcılıkta direkten dönmüş meğer.. Harika sesiyle gecenin sürprizi oldu ve Salim, Baba Salim Dündar, yıktı dağıttı, ortalığı..
Bakın sade geceler değil.. Gündüzler ayrı güzel.. Öğleden sonra ve akşam üzerleri Ortaköy'de oluyorum genelde.. Sokakta oturuyorum.. Ülkemin dört bir yanından tatile gelen güzel insanlar soluğu Ortaköy'de alıyorlar.. Hiç görmediğim, tanımadığım insanlarla sarılıp kucaklaşıyorum.. Öpüşüp iki kelime sohbet ediyorum.. Her sarılmada biraz daha gençleşiyorum.. Her kucaklaşmada biraz daha güçleniyorum..
Beş yaşında çocuklar, 80 yaşında dedeler resim çektirmek istiyorlar.. Her resim bir mutluluk.. Daha ne olsun!..
Bu şehir, çok kızıp çok söylendiğimiz bu şehir bir dünya güzeli..
Hele yazlarına doyum yok..
Şair boşuna aşka gelmemiş..
"Rüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle
Her anını, her rengini, her şiirini hazdan.
Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan
Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinden;
Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!"