Obama'nın gelişi, eylem ve söylemleri üzerine dünya kafa yürütüyor. Sanırım siz de bir yandan düşünüyor, bir yandan tartışıyorsunuzdur "Ne demek istedi" diye..
O zaman size biraz yardım..
Bir defa şaşmaz ve tartışılmaz bir "El yazısı" var. Atatürk düşmanlarının suratına inen bir tokat daha..
Anıt Kabir'de yazdıklarını nasıl üzüntü ile okumuştur malum kişiler tahmin edersiniz.
"Vizyonu, kararlılığı ve cesaretiyle Türkiye Cumhuriyeti'ni demokrasiye yönelten ve mirası tüm dünyaya kuşaklar boyunca ilham vermeye devam eden Mustafa Kemal Atatürk'e saygılarımı sunmak, benim için bir onurdur.
ABD'nin 44. Başkanı olarak, TürkAmerikan ilişkilerini güçlendirmeyi, Atatürk'ün, halkına umut veren modern ve müreffeh bir demokrasi olarak Türkiye vizyonunu desteklemeyi ve 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesini gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyorum."
Ama Anıt Kabir'in kendisi için söyledikleri daha da ilginç..
"Atatürk'ün yaşamına ait en büyük anıt taştan inşa edilemez. Kendisinin bırakmış olduğu en büyük miras canlı ve güçlü laik demokrasidir ve bu Meclis bunun devamıdır."
Obama'nın, "Laik demokrasi"nin altını böylesi kalın çizmesi, Cumhuriyet'in baş yazısında yorumlanıyor.. Cumhuriyet "Obama, Ilımlı İslamcı Bush'un yolundan ayrıldığını gösterdi" diyor.. Bunu derken bir başka örnek daha veriyor.
"Biz, Hıristiyan nüfusa sahip olmamıza rağmen 'Hıristiyan bir ulusuz' demiyoruz."
Yani nüfus çoğunluğunun belli bir dinden olması o ülkeyi o dinin devleti yapmaz.. Peki ne yapar, yapmalı?..
"Laik ve inanç özgürlüğüne saygı gösterilen Türkiye'yi desteklemeye devam edeceğiz."
AKP'nin, Bush'un Ilımlı İslam politikası sayesinde kısa zamanda iktidar olduğunu yıllardır ileri süren Cumhuriyet Obama'nın bu işaretlerini yeterli görüyor ve Amerika'nın Türkiye siyasetinde büyük bir değişikliğin başladığını ilan ediyor.
Şimdi Cumhuriyet ne kadar haklı?.. Cumhuriyet acele mi karar veriyor, derseniz, işte size bir başka ses..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en has adamı, yıllardır resmi sözcüsü Akif Beki bakın neler diyor?.
"Sevgimizi kazanmak için, nefreti yenmeli, önce. Neocon'ların içindeki İslam düşmanlığını... Açık seçik konuşmalı, bizimle. Herkesi idare etmeye kalkışmamalı. Buna, karnımız tok.
Bush'un yaktığı ateşi söndürmek... Anti-Amerikanizm'i dindirmek istiyorsa...
Mesajları, daha güçlü olmalıydı. Cesur ve kararlı durmalı... İşte bu, iyi bir başlangıç olurdu.
Ona, bir fırsat vermeye hazırdık, baştan. Hüseyin aşkına da olsa... Siyah derisinin hatrına... Lakin ilk gün, beklentileri karşılamaktan uzak geçti.
Duymak istediklerimizi, söylemedi henüz.
Bu fırsatı heba ederse, çok yazık!"
Yani, Obama'nın Anıt Kabir'de yazdıkları ve Meclis'te söyledikleri Akif Beki'nin duymak istedikleri değil.. Tersine büyük hayal kırıklığı.. Ayni sözler Cumhuriyet'i coştururken..
Bu karşılaştırma, Obama durumlarını bir nebze aydınlatmaya yeter herhalde!..