MAGAZİN medyamız, bana sorarsanız en zekice lafları eden Aysun Kayacı'yı "Gaf" kraliçesi ilan eder, onun durup durup söylediklerindeki mizahı ve ironiyi görmezden gelirken, gerçek gafların üzerinde nedense pek durmuyor.
Aysun'un günahı, güzel ve çekici olması..
"Medyamızın dişileri için kıskançlık sebebi, erkekleri için ulaşamadıkları üzüm" derdim, adım Freud olsaydı..
Aysun gene harika bir laf etti, geçen gün..
"Ceolar, (Chief Executive Officer) yani şirketlerin baş yöneticileri kadın olsaydı, ayda bir kriz olurdu" diyerek. Okuduğumda dakikalarca güldüm. Hâlâ da gülüyorum.. İnsana bin yazı yazdırır.
Bu defa "Gaf" demeye utandılar ama duymazdan geldiler.
Buna karşılık Serdar Ortaç "Geçen yıl bir sevgilim vardı. Yahudi olduğunu öğrenince ayrıldım" dedi, inanması güç bir iğrençlik içinde..
Sonra nasıl tepki gördüyse yakınlarından, çevresinden, e-maillerinden "Efendim ben şaka etmiştim" diye kıvırmaya kalktı günler sonra..
Hem de böyle bir zamanda böyle şaka mı olur?. Eşek şakası bile denmez böylesine.. Ama Sevgili Ali (Eyüboğlu) dışında tepki gösteren çıkmadı, günlerdir bekliyorum.. Bu lafı maazallah Aysun etseydi?..
Magazin basını da kendine çeki düzen vermek zorunda..
Allah'ın günü Eda (Taşpınar), İvana (Sert) ve Deniz (Berdan) olmasa bunlar nasıl sayfa hazırlar, nasıl dergi çıkarırdı düşünmekten bir hal oluyorum.. Yani Deniz'siz, İvana'sız ve Eda'sız bir magazin sayfası görsem, Eyüp'e gidip kurban kesecek hale geldim.. Öğğğğ yahu.. Öğğğ!..
Tüm magazini, mini etek giymek dışında hiçbir özelliği olmayan üç kadına endeksleyenler, nasıl gazetecilik yaptıklarını sanıyorlar, bilemem..
Güngör Denizaşan'ın 41 yıldır tek başına çıkardığı Gazete 13'e bir baksınlar, belki utanırlar.. Çünkü onun nostalji sayfalarında, 40 yıl önce bu işin hangi düzey ve kalitede yapıldığının örnekleri de var..