Çarşamba günü hastanedeydik.. Kontroller yapılıyor ya.. Bir de EMG var. Boyun fıtığı kol kaslarında ne kadar güç kaybı yapmış onu ölçen bir elektrikli sistem. Minik minik iğneleri batırırken İbrahim Öztürk hocamız, aklıma o sabah, Nazlı Ilıcak'ın Mehmet Barlas'tan naklettiği fıkra geldi. Güldüm ve de anlattım tabii..
Hani köylü Temel basurunu tedavi için kente hastaneye gitmiş. Elektrikle yakıyorlar. Gülmeye başlamış Temel..
"Hayrola" demiş doktor..
"Nasıl gülmem" demiş Temel.. "Şu nalet elektrik hâlâ bizim köye giremedi ama işte benim kıçıma giriyor.."
İbrahim Hoca "Şimdi dinleyin o zaman" dedi.. "Bu fıkra değil gerçek.." Karadenizli hastaneye gelmiş.. "Şikâyetin ne" demişler.. Bir siyah beyaz fotoğraf çıkarmış cebinden.. "İşte bu" diye..
Birer birer ellerine almışlar, evire çevire bakmışlar.. Hiçbiri bir şeye benzetememiş doktorların.. Sonunda Laz köylüye "Nedir bu yahu" demişler..
"Benim basurun resmi" demiş köylü.. "Yıllardır önüne gelene kıçımı göstermekten bıktım usandım artık!."
Bu arada.. Bütün doktorlarım bir araya gelip durum muhakemesi yaptık ve ameliyat tarihini değiştirdik.
Yeni tarih 27 Ocak Salı!..