Devlet televizyonu sahtekârlık yapar mı?. Yapıyor!.. Israrla yapıyor.. Eleştirilere rağmen yapıyor.. Hem de üç kuruş için. Hem de halkın vergilerinden zaten tonla para aldığı halde, bir de reklam yarışına girerek haksız rekabet yaparken. Bir yayında reklam süresini kurallar belirlemiş. Canlı yayınlarda bir de sanal yayına izin var. Olay devam ederken üzerine, görüntüyü bozmadan reklam bindirmek. Mesela tribüne bayrak. O bayrak yok aslında.. Ya da avut çizgisinin yanına marka adı.. O reklam da orda yok aslında..
TRT ne yapıyor?. Bir boş saha resmi çekiyor. Onun üzerine reklamları monte edip, bandı gündüzden hazırlıyor.. Sonra bu bandı naklen yayın sırasında yayına veriyor.. Yani takımlar çıkmış ısınırlarken üzerine sanal reklam düşüyor sanacak seyirci.. Geri zekâlı ya.. Sahanın içi bomboşken, tribünlerde kimse kımıldamazken, reklam kalkar kalkmaz başlama vuruşunu yapanların gökten ışınlandıklarını sanacak kadar aptal ya..
RTÜK ne diyor bu devletin kendi halkını eşek yerine koymasına..
Ortada bir milli maç varken, onu anlatmakla görevli spikerin, o gece ve ertesi gün ekrana gelecek programları anons etmesine, adeta ağlayarak "Maç bitince gitmeyin, bizde kalın" diye ağlamasına ne diyecek?. Canlı yayın spikerinin reklam yapma hakkı ve izni var mı?. Hadi seyirciye saygınız yok.. Milli maç, ayyıldızlı forma, bayrak da mı umurunuzda değil?.. Yayın üzerine bindirilen band reklamların ebadını reklam servisi ayarlayamadığı için, sıra o reklama gelince görüntünün küçültülmesi ve ekranda siyah çerçeveler oluşması komikliği ne peki?. Devlet TV'si bu kadar başı boş, bu kadar pervasız olur mu?. Televizyon yorumları artık mizah konusu olmanın da ötesine geçen nöbetçi TRT yorumcusu da ayrı.. Seyircinin ödü kopuyor bir spor olayını TRT nakledecek diye.. Allahtan 2012 ve 2016 Olimpiyatlarını TRT'den kurtarmışlar, özel kurumlar!.. Bir de milli maçları kurtarırsak, tamamdır!..