NE güzel, ne duygu, ne sevgi, ne coşku dolu bir doğum günü, daha doğrusu günleri geçirdim..
Dünyadaki en büyük zenginlik, dostlara sahip olmak.. En büyük servet de sevgi.. Sevildiğini görmek, bilmek, hele de böylesi.. "Artık ölsem gam yemem" düzeyinde yaşamak..
Kutlamalar Tüyap Kitap Fuarı'nda başladı, 1 Kasım Cumartesi öğleden sonra.. Bilgi Yayınları standına gittim ki, Ahmet Küflü orda.. Dizinden ameliyat geçirmiş, şimdilik tekerlekli sandalyede, benim baba dostu Ahmet Amcam.. Pazar Neşesi kitabının açılışına yazmış.. Beni tanıdığında o 26 yaşındaymış, ben 15!.. Kitap ve kitapçı meraklısı babam, cumartesi öğleden sonraları Bilgi'ye giderdi Ankara'da, Ahmet Küflü'yle sohbete.. Ben de lise 1 öğrencisi, babama bakmaya giderdim, ara sıra.. O yıllar..
Mete Akyol.. Hani Devrim Arabaları var ya.. O devrimin gazetesi Öncü'nün, gazetecilikte hem de ne devrimler yaratan, bugünkü modern gazeteciliği başlatan Öncü'nün en acar muhabirlerinden Mete.. Sonra "Milliyet'in Metesi" diye ün yaptı.. O yıllarda Örsan'la kasıp kavururlardı Ankara'yı..
İlham Gencer ağabeyim bile gelmiş. Standın önü tıklım..
"İdealtepe'den geldim" diyor, orta yaşlarda bir kadın.. Yahu İdealtepe nire, Beylikdüzü nire.. Bir günlük yol nerdeyse.. "Sizi öyle seviyorum ki, değdi" diyor kulağıma.. Aldığım en büyük doğum günü hediyesi bu sözler.. Üniversiteli genç kızlar.. Upuzun kuyruk birden bölünüyor.. Feride.. Benim sevgili kardeşim Feride Edige, tüm ekibini toplamış, yanlarında Yasoş, ellerinde pasta, dillerinde "İyi ki doğdun Hıncal" şarkıları.. Tüyap'ın ciddi fuarı birden panayır yerine dönüyor..
İmzalar.. Fotoğraflar, kucaklaşmalar.. Bir sevgi cümbüşüdür ki, anlatılmaz..
Kısa kestik.. Ev uzak.. Evde maç var. Millet kapıya yığılmıştır.. Maç ekibi de kutladı Doğum Günümüzü tabii ve maç biter bitmez, Ünal'la fırladık.. Çok sevgili arkadaşlarımız sürpriz ve gece hazırlamışlar bana.. Onları alacağımız yeri biliyorum, gideceğimiz yeri bilmiyorum..
Dünya tatlısı bir mekân çıktı.. Kanlıca'da Paysage.. İlk defa görüyorum.. Harika manzaralı, sımsıcak bir lokal.. Mezeler, yemekleri de enfes.. Valla sevgili dostum Sibel Kutman'ın yıllar önce benimle tanıştırdığı Doluca Sarafin'i bile doldurdum kadehime o mezelere ve o dostlara eşlik etmek için.. Çok ama çok neşe ve keyif dolu bir gece geçirdik.. Sibel Mirkelam ve arkadaşları iyi eğlendirdi konukları.. Yalnız orkestra öylesi bir mekân için biraz fazla forteydi bence.. Bir enfes pasta da orda geldi..
Gece bitti, doğum günü kutlamaları bitmedi.. Pazar sabahı bizim haftalık mutad, alışılmış Salomanje Kahvaltısına geldik ki, Erol Kaynar müthiş bir sürpriz yapmış.. Tıklım tıklım.. Dükkânı süslemiş, masayı süslemiş.. Masanın etrafını da dostlarla, gerçek dostlarla süslemiş.. Resmen ağlattı beni Erol..
Tam da kahvaltının ortasında Betül Demir, yanında gitaristi ile gelmez mi?.. Cumartesi gecesi Antalya'daydı. Sabahın köründe kalkmış, en erken uçağa yetişmek için..
Girmezler mi, sözlerini Sezen'le yazdığım Küçük Bir Aşk Masalı'na, Ali Kocatepe'yle düet yaparak..
"Ne olur bir an unutup kalsak
Ne olur biraz rüyaya dalsak
Ne olur gerçek olsa masallar
Ya da biz masal olsak.."
İşte masalı gerçek yaptık, dostlarım.. Masalı gerçek yaptık, biz masal olmadan!.
Dünyanın en zengin adamı benim!..