"Biz Batı'dan yozlaşmayı öğrendik" dediğinde nasıl kızmıştım, bizim başbakana..
Gönül Hırsızı'nı seyretmiş, Profilo'dan çıkarken, kendi kendime söylendim..
"Tayyip Bey haklı yahu!.."
Şimdi bakar mısınız?..
Adam 13 yıllık karısını aldatmış. Onu boşamış, sevgilisiyle evlenmiş.. Ama ilk karı ile ikincisi, yağ bal.. Ayni evde..
Aradan on sene geçmiş.. İkinciden de bıkmış.. Bir sevgili daha bulmuş.. Ona da civarda bir ev tutmuş.. Onunla da on yıl.. İşte tam bu sırada perde açılıyor..
Karısı ve de eski karısı adama bir sürpriz doğum günü hazırlığı içindeyken kapıdan içeri bir genç kadın giriyor ve haykırıyor..
"Kocanız beni aldatıyor.."
Meğer adam, ondan da bıkmış, yeni bir sevgili bulmuş, onunla o gece Rio'ya uçacak..
20 sene önce böyle bir komedi izlesek "Tam da Fransız" derdik.. Kafamızı iki yana sallayıp "Tıç... Tıç.. Tıç..." diyerek..
Şimdi yadırgayan var mı, Allah için.. Paris değil, Nişantaşı mübarek..
Şimdi anladınız mı, Tayyip Bey niye haklı..
Öte yandan oyun tam da Fransız.. Pierre Chesnot, Paris sosyetesine bir pencere açmış.. Gencay Gürün'ün harika Türkçesiyle de bize gelmiş..
Gönül Hırsızı tipik bir Fransız vodvili olmanın çok ötesinde yalnız.. Aslında her şey bir erkeğin etrafında dönüyor ama, oyun bir kadın oyunu.. Kadını anlatıyor, analiz ediyor.. Öyle önemli laflar var ki, altı çizilecek.. Gülmekten kaçırdıklarım var. Bir daha gidip, bu defa lafları için izleyeceğim, öylesi önemli aslında..
Erkek neden aldatır?.. 10 yılda bir yenilemek ihtiyacından mı?.. Yoksa..
İlk iki alkışım size sürpriz gelebilir..
Birisi İlkay Saran .. İlk eşi oynuyor.. Ama nasıl oynuyor.. Çatır çutur sahne çalarak.. Başkası konuşurken bile ona bakıyorum büyülenmiş gibi, ne yapıyor diye..
İkinci alkışım Sadık Kızılağaç .. Kostümler..
Bu nasıl bir güzellik, zarafet, dişiliktir.. Hayır.. Burası Profilo falan değil.. Burası Paris'in tam göbeği.. Muhteşem.. Kadının her yaşını enfes giydirmiş Sadık.. İnanın sadece onları görmek için dahi gidilir..
Can Gürzap oyunu sahneye koymuş, etrafında dört çılgın kadınlı, baş rolü oynarken.. İkisinde de çok çok iyi.. Gürzap'ı sahnede fena özlemişiz..

Melda Gür'e ayrı bir paragraf açmak lazım.. Kızın 10 parmağında 20 marifet.. Devlet Konservatuvarı Şan Bölümünü bitirmiş. Sonra dört yıl Sait Sökmen hocadan dansı sökmüş.. Çıtır Kızlar diye plak yapmış. Ulvi Cemal'in Köçekçesinde solo dans etmiş. Oyunlarda, müzikallerde, filmlerde, reklamlarda, dizilerde oynamış. Yığınla program sunmuş..
M. Ali Erbil'le çoğu..
Peki o zaman ben bu kızın farkına niye varmamışım?.
Aldatılan sevgili rolünde müthiş Melda.. Hem fiziği, hem de kimyasıyla.. Niye müzikal yıldızı olmaz mesela, şarkı söyler, dans eder ve böylesi enfes oynarken..
Tuğçe Doras, adını malum hocacılarla duyuran manken.. Karakolda suçlamış, mahkemede geri almıştı.. Sonra şov dünyasına girdi. Ekranda ve böylesi vodvillerde göründü. Esas amacı sahneyi süslemek olan genç, güzel, dişi kadın olarak.. Böylesi kurt bir kadronun içinde sırıtmamak her yiğidin harcı değil. Tuğçe de iyi..
Ve de Amerikalılar "The last, but not the least" derler. Sona bırakmam, sonuncu olmasından değil..
Nilgün kadar sahneye yakışan, sahneyi dolduran, oynadığı her rolün hakkından gelen oyuncu azdır.. Hele de böylesi komediler için elde Nilgün gibi bir oyuncunun olması, şanstır, fırsattır.. Gönül Hırsızı'nın merkezinde o var.. Herkes ve her şey onun etrafında dönüyor ve Nilgün bu çok ağır yükün altından kalkıyor. Biraz aksasa oyun biterdi..
Gönül Hırsızı yılın görülmesi gereken oyunlarından..
Çok gülecek, çok da düşünecek, ama en çok da performansı alkışlayacaksınız..
Ve de..
Tayyip Bey gerçekten haklı mı, derseniz..
Yahu iki eşin bir arada oturması bizde asırlardır var. Kuma ne?.. Gücün yetiyor, hiçbirini eksik bırakmıyorsan, dört kadına da dinimiz izin veriyor, gene asırlardır.
O zaman Batı mı bizden öğrendi, bu işleri yoksa?..