NURİ Çolakoğlu aradı. Kuzeni A. Nuri Çolakoğlu'nun intiharı haberinin "İntihar"dan söz edilmeden verilmesini, Sabah, Hürriyet, Akşam, Vatan ve Milliyet'teki dostlarından (Patronlar ve Genel Yayın Müdürlerinden değil) bizzat kendisinin istediğini söyledi. "Sorumluluk bana aittir" dedi.
Nuri, ailesi adına böyle ricada bulunabilir. İtirazım yok.
Ama bir gazeteci bu ricayı kabul edebilir mi?.
Asıl mesele o..
İntihar haberlerini prensip olarak vermiyor, ya da intihardan söz etmeden veriyorsan, sorun yok. Saygı duyarım. Hatta bu tür haberlerin intiharları teşvik edebileceği görüşünde olanlara katılarak, tutumunu alkışlarım.
Ama vatandaş Mehmet'in intiharını, hatta muhabir ordaymış, görgü şahidiymiş gibi senaryolarla yazanların, bir zenginin, bir hatırlının haberini sansür etmelerini tasvip etmem mümkün değil.
İşte örnek. Dünkü Hürriyet. Üçüncü sayfada ölüm anındaki resimler dahil bir sıradan vatandaşın intiharı adeta "ballandıra ballandıra" nasıl verilmiş bir görün.
Gazete "Güvenilir" olduğunu haberleri ile kanıtlar. Bunun tek yolu da, tek standardı olmaktır. Çifte, hatta adamına göre, üç, beş, yirmi beş standartlı olmak değil..
Sabah, Hürriyet, Akşam, Vatan ve Milliyet ayıp etmişlerdir.