"..Ne var ki, Boro sıradan bir günündeydi ve 37 dakika pek bir şey olmadı. Sonra, karanlık öğleden sonra, 38'inci dakikada Middlesbrough'nun bir anlık parlamasıyla aydınlandı.
Stewart Downing, Tuncay'ın yoluna süper bir yarı vole pas yolladı. Top golcüye omuz yüksekliğinde geldi. Daha rakipler onun bu pasla ne yapacağını anlamaya çalışırken top ağlarla buluşmuştu bile.. Bu ancak rüyalarda görülen, gök gürültüsü gibi, birinci sınıf bir sol voleydi.
İki hafta öncesine kadar Tuncay'ın ligde golü yoktu. Ama dünkü gol, onun son üç maçtaki üçüncü golüydü. Bunlar Türk milli oyuncusunun oyun şevkinin ve her fırsatı kovalama hırsının eseriydi. Onu gol atarken seyretmek büyük keyif. Golleri, Boro'nun üç maçta yedi puan toplamasına sebep oldu ve her üçü de güzel gollerdi.. Reading'e karşı parçalayan bir kafa şutu, Arsenal'e karşı çok zor açıdan sağ vuruş ve dünkü tadından yenmez vole..
Tuncay golden sonra Downing'e koşup sol ayakkabısını parlatır gibi yaptı. Oyuncunun başarısını biraz da başkalarına borçlu olduğu bir oyunda, böyle bir teşekkür duyusuna şahit olmak insanı mutlu ediyor. Maçın en güzel hareketinin gole dönüşmesinin verdiği mutluluk gibi..
Dünün öğleden sonrası, büyük bir keyifle oynayan Türk golcüye aitti. Günü yakında unutabiliriz. Ama Tuncay anının izleri uzun süre hafızalarımızdan silinmeyecek." Sunday Times'dan aldım satırları.. David Welsh yazmış..
Niye aldım?..
Bu ülkede bir golü böyle anlatan bir yazıyı, bir maç yazısını en son kaç yıl önce okudunuz onu sormak için..
Bu ülke insanı niçin gazete okusun, söyler misiniz?.