ASLINDA "Erotik" derken yanlış deyim mi kullandım bilemem.. Çünkü gördüklerimin sinema dilindeki adı, porno.. Soft Core dedikleri türden.. Cinsel organların doğrudan görünmediği.. Hani Digiturk'ün şifreli seks kanalları gece yarısından sonra yayınlıyor ya, o tür..
Ne var ki, bu defa çekimlerin altında Oscar Ödüllü bir muhteşem yönetmenin imzası var.. Homoseksüel kovboylar, Broadback Mountain'i çeken, Kaplan ve Canavar'ı yaratan kadın.. Ang Lee!..
Yani sevişme sahneleri bu kadar mı gerçekçi, ama bu kadar mı estetik olur?..
Ya oyuncular.. Çin sinemasının (Daha doğrusu Taiwan) ikonlarından Tony Leung .. Eleştirmenler Oscarlık oynadığını yazdı.. Öyle.. Ve de ayni sinemanın yeni yıldızlarından, kendisi de aslında yazar ve yönetmen ve bu filmde ilk defa oyuncu, Wei Tang .. Bir çekik gözlüyü bu kadar çekici bulacağımı tahmin etmezdim.. Ve de nasıl güçlü bir oyuncu Wei.. Dünyanın en zor rollerinden birini oynuyor..
İkinci Dünya Savaşı'nda Çin Japon işgalinde ve işgal edilen her ülkede olduğu gibi, burada da işbirlikçiler var. Tony, önemli bir vatan haini.. Genç bir direnişçi gurubu onu öldürmeye karar veriyor. Çok iyi korunan adama suikast ancak yanına sızmak, güvenini kazanmakla mümkün. Görevi Wei yükleniyor. Adamın metresi olacak ve tuzağa sürükleyecek.
Eline erkek değmemiş öğrenci Wei, guruptaki delikanlılardan birinden sevişme dersleri alarak başlıyor işe.. Sonra adamın evine sızmayı, metresi olmayı başarıyor..
Dahasını da başarıyor.. Onu anlattığı sahne müthiş.. Adamın güvenini kazanması için kalbine girmesi gerek.. Bunun yolu da kendi kalbinden geçiyor.. "İçime girdiği gibi kalbime girmesine de izin vermeliydim ki, rolüm inandırıcı olsun.."
Ölüm tuzağına çekmeğe çalıştığı adama aşık olmak.. Onun sadist sevişmelerini özlemek.. Başka kadınlarla ilişkisini kıskanmak.. Ama görevini de adım adım sürdürmek..
Kadın üzerine yazılmış en zor rollerden biri.. Ama Wei Tang oynuyor, müthiş oynuyor!.. Yıllar önce, Hollywood'un devleriyle çekilen bir Tinto Brass filmi izlemiştim New York'ta.. Caligula.. Bizde sansürden geçmedi.. Peter O'Toole, filmi izlediğinde "Senaryoyu okumadan çekimi yaptım. Meğer beni porno filmde oynatmışlar" demişti.. Enfesti..
Emmanuelle'e sansürümüz izin verdi.. Sylvia Kristel'in filmi ülkemizde gösterilen ilk önemli erotik film oldu. O da enfesti.. Unutulmadı..
Ama bu, Şehvet ve Dikkat (Lust & Caution) hepsinin ötesine geçmiş..
157 dakikalık filmin, kahramanları tanıttığı ilk bölümü bence uzun ve hareketsiz.. Yavaş gelişiyor.. Ama ikinci bölüm müthiş..
Venedik Film Festivali'nde (2007) aldığı Altın Aslan'ı fazlasıyla hak ediyor..
Görülmeye gerçekten değer.. Ama fazla muhafazakârsanız tavsiye etmem.. Hele çocuklar kesinlikle götürülmemeli..
Son bir not.. Bu filme izin veren sansürümüzü de kutlarım.. İfade özgürlüğünün ne anlama geldiğini yavaş yavaş anlamaya başlıyoruz..
Tabular yıkılıyor!..