"MAHSUR" değil, "Mahzur" Sevgili Sabah Editörleri, Yasin Eskiköy ve Okan Umruk.. Özlem Avcı'nın "Yanlış" yazılmış haberinin olduğu sayfanın tepesinde sizin imzanız var.
"Ozan'ın midesine kelepçe taktırmasında mahzur yoktur," zarar'dan gelen.. Mahsur değil..
Mahsur "Kuşatılmış" demektir, sarmak, muhasara etmekten gelen... Mahzur, mahsur farkını bu köşede en az on defa yazdım. Kendi gazetesini, kendi yazarını okumayan editör olabilir mi?. Nasıl öğrenecekler peki?..
Ve de Sevgili Metin Sever, 24. Sayfa editörü.. "Cinayet kamera görüntülerine takıldı" başlığı doğru mu?.
Polis, döner bıçağıyla üzerine saldıranlara silahını çekiyor. Saldırı devam edince, yere uyarı ateşi açıyor. Saldırı devam. Bunun üzerine saldırganı hedefliyor. O polisin paramparça doğranmış vücudunun resimleri yayınlandı. Ben gördüm. Bakamazsın. Öyle feci..
Meşru müdafaa sınırlarının aşılıp aşılmadığına yargı karar verecekken, "Cinayet" demek şimdiden hüküm kesmek değil mi?.
Cinayet, önceden planlayarak, taammüden adam öldürmenin adıdır. Kazaya, ya da kendini savunmaya cinayet denmez!.