Valla benim asıl sorunum, kendi meslekdaşlarımla.. Köşe yazarlarıyla.. Hani benim "Cumhuriyetçiyim" deyişime bile tahammül edemeyen "Demokrat" köşe yazarı kardeşlerim var ya.. Atatürk ve onun Cumhuriyetinin her kurumuna saldırmayı entellik sayanlar, en çok da bu sebepten AKP'yi göklere çıkarmakta birbirleri ile fena halde yarışanlar.. Sorun onlarda..
Onların çifte standartlarında.. Aslında AKP'lilerden daha fazla takiyeci olmalarında..
Gözlerinde at gözlükleri var. Sadece bir yöne bakan, bir şeyi gören.. Ötekilere kapalı..
Bakın şimdi..
AKP lideri ve de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimin tam da arefesinde "Şimdi Meclis'e bir yanda DTP, bir yanda MHP girecek. Bunlar uç partiler.. Meclis'te millete hizmetle mi uğraşacağız, bunların kavgaları ile mi uğraşacağız" diyor..
Yani diyor ki..
"Sakın ha, bu bağımsız DTP'lileri de, MHP'yi de Meclis'e yollamayın. Çünkü onlar uç.. Çünkü onlar Meclis'in çalışmasını engeller. O zaman biz eskisi gibi rahat, babamızın çiftliği gibi yönetemeyiz memleketi ha.."
"Uç partileri Meclis'e sokmayın" lafını, benim demokrat kardeşlerim içlerine nasıl sindirebildiler peki?.. Niye gıkları çıkmadı?..
"Ey Recep Tayyip Efendi, bu nasıl söz?.. Biz seni demokrat bilirdik" demediler?..
Demezler..
Plakaya demedikleri gibi..
Seçim yasakları, seçime 10 gün kala başlar. Bu dönemde devlet vasıtalarının, makam otolarının örneğin, parti, seçim işlerinde kullanılması yasaktır. Cezası da 1 yıldan 3 yıla kadar hapistir. Öyle ciddi suç..
Güneş gazetesi, fotoğrafı birinci sayfanın göbeğinden "Milleti hıyar yerine koyuyorlar" diye verdi..
002 kırmızı plakanın üzerine, poliste kaydı olmayan, yani sahte bir beyaz plaka takılmış. Altta asıl plaka da görülüyor.. Öylesi.. AKP lideri mitinge onunla gidiyor.
Nedir şimdi bu?.
Yasaya karşı hile değil mi?. Milleti kandırmaya teşebbüs değil mi?. Yüksek Seçim Kurulu'nu aldatma değil mi?.
Efendim, başka zırhlı araba bulamamışlar da..
Yazıklar olsun.. Seçim kararı dün mü alındı?. 12 Temmuz'da yasakların başlayacağı aylardır biliniyordu. Seçim için halkın vergilerinden trilyonlar alan AKP, bunca zamanda bir zırhlı araba temin edemedi mi?. Bulamadın.. Zırhsıza da binmeye korkuyorsun, o zaman gitmezsin efendi.. Gitmezsin.. Muhalefet liderlerinin altında zırhlı devlet arabası mı var?.. Demokraside imtiyaz, demokraside halkın parası, devlet aracı ile fark yaratmak var mı?..
2 numara öyle de, 1 numara, ahlak, fazilet, doğruluk kralı Meclis Başkanı farklı mı?. Onun da arabası ayni, 001'i söküp üzerine, kaydı olmayan, yani sahte beyaz plaka takmışlar. Onun da resmi yayınlandı.
Yani bu ülkenin hem de en tepesinde, halkı, yasaları, cumhuriyet kurumlarını aldatmak âdet.. Vukuat-ı adiye..
Bir İngiliz, Alman, Fransız Başbakanı, Meclis Başkanı bunu yapsa (Yapmaz, yapamaz ya.. Yapsa..) ve böyle yakalansa, bugün ne başbakandı, ne de parti lideri.. Adam kalmaya kalksa, medya ortalığı öyle bir allak bullak ederdi ki, partisi de biterdi. Siyaset orda öylesine "Ahlak"tır. Bunu sağlayan da oranın medyasıdır. Siyasetçileri değil..
Bizde, halkı, yasaları ve kurumları aldatan bu eylem için, o demokrat kardeşlerimden tek satır itiraz geldi mi?. Tısss!.. Görmezden geldiler çünkü..
Recep Tayyip Erdoğan'ın "Demokrasi amaç değil, araçtır" lafını unuttukları, "Hangi yola götüren araçtır, bizi nereye götürmek istiyorsun" diye sormadıkları, soramadıkları gibi..
Bu ülkede asıl takiyeciler, "Demokrat" olduklarını ileri süren kalemlerdir. Medyadır..
Bu medya ile bu ülke cumhuriyetçi bile olamaz.. Nerde kaldı, demokrat!..
Sevsinler!..