Antalya Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Kulübü başkanı Çağrı ile yardımcısı
Hilal, beni arkadaşlarına birlikte tanıttılar. Konuşmaları öylesi hoşuma gitti ki, anlatamam.. Bugüne dek çıkan kitaplarımın adlarını da ustalıkla yerleştirdikleri konuşmaları, gazeteciliğinin 50. Yılını yaşayan Hıncal'a harika bir armağan oldu. Bugün biraz bencillik yapacak, bu konuşmayı size aynen sunacağım. Çağrı ve Hilal'in ağzından, övüneceğim daha doğrusu..
***
Gün Pazartesi olur,
Eski defterleri dürer, sınıfa başka renkli kalemlerle girersiniz,
Yeni umutlar yazarsınız sıraların üstüne. .
"Siz çok önemlisiniz" der,
Başlarsınız çalışmaya..
Gün Salı olur,
Sevgi Kutusu'nu sallarsınız hayata, kime denk gelirse, ona aşık olursunuz, ya da kim size kısmetse..
Kapıyı anahtarla açmak istersiniz; kapıya geldiğinizde çilingir aratır hayat size ; kapıyı kırmadan açacak çilingirler bekletir..
Ve gün Çarşamba olur,
Hayatın ortası sanırsınız; sevgi ile aşk arasındaki orta yolu bulmaya savaşırsınız!
Hayatı bitirir, yolları bitiremezsiniz!
Ardından Perşembe gelir,
Ya "Ben ve hayalim" sizindir, ya da gerçek bir aşk hikâyesinin nadir bulunan iki genç yazarı olmuşsunuzdur;
Kimseden bir ödül beklemezsiniz, birbirinizin olmak en güzel hediyesi olmuştur hayatın..
"Hikâyemiz çok okunsun!" kaygısı bir siz sevenlerdeyoktur!
Ama her şeye rağmen sevgi-teselli eder kalplerinizi
"Canın yanınca elimi sık!" dersiniz, sımsıkı tutacak eller ararsınız; ele güne karışmamış ..
Ve Cuma..
Mesai bitimine kadar faturalarınızı ödemek zorunda olduğunuzdan sabah erken çıkarsınız evden..
Vicdanınız için borç bulmaya, dolayısıyla gönül almaya gebesinizdir; hafta sonuna hazırlık yapmalısınızdır çünkü..
Ve gün 1 Kasım 1939 olur..
Konuşmayı, yazmayı, okumayı en doğru yerinden sökebileceklerden biri gelir dünyaya..
Van'da, o büyük depremi yaşar ailesiyle birlikte..
Daha sonra, gittikleri Bandırma'da ilkokula başlar.
Bandırma'dan sonra, babası Fuat Bey'in 1950'de tekrar Kilis'e tayini çıkar.
1952'de Antakya, 55'te de Ankara vardır sırada.. Lise öğrenimini Ankara Kurtuluş Lisesi'nde tamamlar, 1980'e kadar burada kalır.
Annesi doktor, babası mühendis olmasını isterken kendisi de avukat olmak istemektedir; ama ne olursa olsun İngilizce'yi öğrenme hevesi yüzünden İstanbul Edebiyat Fakültesi'ne girer.
Bu sömestr sonunda tekrar Ankara'ya döner. Bir sene sonra da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanır.
Gazetecilik yaşantısı Ankara Yenigün Gazetesi'nde başlar. Ulus, Cumhuriyet gazetelerinde çalışır; Erkekçe, Gelişim Spor Dergisi ve Bilim dergisi genel yayın yönetmenliği yapar. 1991 yılında Sabah Gazetesi'ndeki köşesine yerleşir.
NTV'de yayınlanan 90 Dakika programında futbol yorumculuğu yapmakta olup, TV 8'de Sunay Akın, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile birlikte "Yaşamdan Dakikalar" adlı bir televizyon programına sahiptir.
"Pahalı parfümümü özel partiler için saklamıyorum! Mağazalardaki tezgâhtarların ve banka memurlarının burunları da en az parti parti gezen arkadaşlarımınki kadar iyi koku alır."
"Bir şey eğer görmeye, duymaya veya yapmaya değerse; onu, şimdi görmek, şimdi duymak ve şimdi yapmak istiyorum" diyen,
Kendisine yöneltilen "Siz kimsiniz, ne iş yaparsınız?" sorusuna "İnsanım, kafi değil mi?" cevabını veren, aramızdan biri, hayatın kılcal damarlarından biri,
Bir insan:
Hıncal ULUÇ