Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir İhtimal Daha Var!.. Mı?..

1973 yazının tam ortası.. Bir ameliyat için 15 günlüğüne girdiğim Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde altıncı ayımı doldurmuş, üst üste birkaç ameliyat geçirmişken, verilen kanlardan bir de sarılık kapmayayım mı?..
Bir böbrek alınmış. Kalın bağırsağın yarısı kesilmiş.. Mide beş defa kanamış.. 39 kiloya düşmüşüm.. 1.80 boyla 39 kilo.. Deriler, kemikler, bir de kalp ciğer gibi lüzumlu organlar var, gerisi yok.. Umut da yok.. İyileşme, çıkma umudu.. En kötü şey, umudu kaybetmek.. O gitti mi tıbbın sizi kurtarması zor..
Tüm akraba-i taallukat hastanede, etrafımda.. O da pirelendiriyor beni.. Meğer haklıymışım pirelenmekte. Haber salmışlar, "Yaşama umudu yüzde 3 falan.. Son defa görmek isterseniz" diye..
O sırada, eski bir şarkıyı kim okumuşsa plağa, nasıl tutmuş, moda olmuş, TRT radyoları durmadan çalıyor.. Başka radyo yok zaten o devirde.. Hastanede başka eğlence, vakit geçirme aracı da yok, okuyacak halin olmayınca.. Başımın ucunda transistörlü radyo, günde en az beş kez, o şarkıyı dinliyorum, o koşullarda..
"Bir ihtimal daha var
O da ölmek mi dersin?.."
Birisi deseydi ki, o günlerde..
"Evet.. Bir ihtimal daha var.. Bu hastaneden çıkacaksın.. Aradan 35 yıl, yani 'Yolun yarısı' kadar zaman geçecek ve sen 'Bir İhtimal Daha Var' diye bir filmde oynayacaksın.."
Valla, acı acı bile gülemezdim, halim yoktu.. Ama oldu..
Uğur Uludağ, kalemini, mizahını ve zekâsını çok sevdiğim sevgili dostum, bir gün geldi.. "Bir film yapıyorum, başroldesin" dedi.. "Hem de gazeteci rolü oynayacaksın" dedi.. Kandırdı beni..
"Bir İhtimal Daha Var"da başroldeyim.. Film benimle başlıyor. Bundan daha "Baş" rol olur mu?. Filmde gazeteciyi canlandırıyorum. Gazete satıyorum, büfede. Yani Uğur sözünü tuttu, yemin etse başı ağrımaz..
30 saniye mi, 40 saniye mi bilmem.. Saat tutmaya vakit kalmıyor çünkü.. Ama müthiş oynuyorum..
"En Başarılı Figüran Oscar"ı olsa, rakipsizdim.. İnanmayan gider, görür.. Sinan'ın torpiliyle Romantik'te oynayan Selahattin Duman, gitsin görsün, gazeteciden oyuncu nasıl olur..
Uğur da itiraf etti.. "Oyunculuğunu görünce, seni nasıl ziyan ettiğimi anladım. Şimdi sırf senin için senaryo yazmaya başlıyorum" dedi.

***

Efendim, bu ülkede, Alaturka unutuldu ya, ben sık sık yazarım. Özel kanallar yanından geçmiyor. TRT bile ihmal ediyor diye..
Beş eski müzisyen kafadar alaturkayı yeniden gündeme getirmeye karar verirler.. Nasıl mı?..
Madonna İstanbul'da konser verecek. Bu konseri dünya televizyonları canlı yayınlayacaklar ya.. Konser gecesi sahneyi basacaklar, Madonna'nın yerini alıp, alaturkayı dünyaya dinletecekler..
Çocukça değil mi?..
Film de çocukça zaten.. Güzelliği de orda.. Fahir Aksoy ağabeyin tabloları gibi.. Naif!..
Savaş Dinçel, Müjdat Gezen, Mustafa Alabora, Volkan Severcan
ve de Osman Yağmurdereli, hele de Osman, nasıl keyifli oynuyorlar gidip görmeniz gerek.. Hülya Avşar da, aslında nasıl bir sinema oyuncusu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor..
Cazcı Kardeşler'e göndermeler var.. Ocean's Eleven'e göndermeler var.. Sessiz Film'e (Silent Movie) göndermeler var..
Zaten Uğur, bizim Mel Brooks nerden bakarsanız, yazar, yönetmen ve oyuncu olarak.. Bu filmde Hitchcock gibi bir sahnede bir an görülüyor sadece, o ayrı..
Yani, kendim için söylüyorsam namerdim..
Bir İhtimal Daha Var'ı görmelisiniz..
Dünya şirini bir Türk filmi..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA