SON zamanların beni en güldüren tiyatro oyunu Ayıp Ettik'i yazarken, ayıp etmişim meğer.. O bayıla bayıla izlediğim, bana gurur veren gençlerin bazılarının adlarını yanlış yazmışım..
Kaya değil, Kayra ..
Karanfil değil, Karanfilci ..
Bazen değil, Bazan .. (Burada hata bende değil, bilgisayarda. Bazan'ı otomatik Bazen diye düzeltiyor, farkına varmazsanız, öyle de gidiyor.)
"Ceren" imzalı okur diyor ki, "Bu kadar tanınmış sanatçıların adı ısrarla yanlış yazılınca rahatsız oldum, sadece Ece Uslu'yu tanımanıza da şaşırdım." Sorun da burada Ceren.. Bu yüzden başıma ne işler açılıyor, bilemezsin.
Ben televizyonları gerçekten izlemem. Bu yüzden dizi ünlülerinin hiçbirini tanımam. Televizyon insanı 15 dakikada ünlü yapan kutu, ama izleyenlere.. İnanın ben yolda Necati Şaşmaz'ı görsem tanımam.. Oktay Kaynarca'yı bir defilede tanıdım, ekranda değil.. Düşünün ikisi de bu ülkede efsane..
Şimdi yolda, veya bir topluluk içinde bu ünlülerden biri karşıma çıkıyor. Bende hiç reaksiyon yok.. Adam veya kadın "Hıncal'a bak. Kasıntı herif. Beni tanımazdan geliyor" diyor, gerçekten tanımadığımı hiç aklına getirmeyerek.
O gece Ece ve Ali dışındaki herkesi ilk defa gördüm hayatımda. Ece'yi daha önce tiyatrodan tanıyorum. Ali'yi de Koçum Benim dizisinden. Tele Pazar'da sunucu yaptığım Nehir, hemen o sırada bu diziye başlamıştı, "Bakalım bizim kızın oyunculuğu nasıl, neler yapıyor" diye merak etmiştim de..
Ayıp etmişim ama iyi de oldu. Bir daha yazdım bakın.. "Cinsellik üzerine enfes skeçlerden oluşan bu oyunu mutlak görün" demem için bir bahane daha çıktı.