Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Allahaısmarladık'la başlayan kavuşma..

Bu anımı kaç kez naklettim bilmiyorum, ama bu defa tam yeri geldi, günlerdir müzik setimde dönen CD'yi, hele de içindeki bir şarkıyı tekrar tekrar dinlerken..
Ankara'da, Yenişehir'de dar bir sokaktaki apartmanın üst katlarında küçük bir daireydi, Yankı dergisi.. Girişin tam karşısında da, benim odam vardı, derginin nerdeyse yarısını yazan adam olarak.. "Back of the book" derdi M. Ali Ağabey (Kışlalı) o sayfalara.. Bir nevi magazin sayfaları.. Kültür, sanat, sağlık, spor, seks.. Dünyada ilk defa bir ciddi haber dergisindeki "Seks" sayfaları ünlü Time'ın bile ilgisini çekmiş, ona haber olmuştu.. Haftada 20-25 yazı yazardım..
Bu kadar çok yazıyı yetiştirmek için de kapalı kapılar ardında çalışmam gerekirdi, kafamı kaldırmadan.. Öyle odaklanırdım ki yazıma, kaç dost kaybettim, küstürdüm..
Gelirlerdi. Kapıyı aralayıp, kafalarını uzatır "Merhaba" derlerdi. Sese irkilip başımı kaldırır bakar, sonra yazmaya devam ederdim, tek laf etmeden, selamı almadan..
"Yüzüme baktın, gördün, kafanı eğdin gene" diye kırılırlardı, aslında boş baktığımın farkına varmadıkları, varamadıkları için.. Yazarken baksam bile boş bakar, konuşsam hatta, boş konuşurum, beynimle değil, refleks.. Beynim yazıya kitlenmiştir çünkü..
O gün gene yazıyorum.. Kapı açıldı. Bir genç kız girdi içeri.. "Efendim beni Şanar Bey.."
"Bekleyin" dedim, refleks.. Oturma işareti bile yapmadan.. Kim bilir ne kadar sonra yazım bitti. Kafamı kaldırdım.. Kız orda.. Ayakta bekliyor, hemen yanında duran sandalyeye oturmadan..
"Buyrun" dedim, soğuk, sert.. "Ne rahatsız ediyorsun" gibilerden..
"Efendim beni Şanar Bey gönderdi.. Arkadaşınızmış.. Bu plağı size bırakmamı söyledi.."
Şanar dediği Yurdatapan.. Sevgili dostum gerçekten. Atilla Özdemiroğlu ve Onno Tunç'la bir müzik şirketi kurmuşlar. ŞAT yapım.. Adlarının baş harfleri.. Yapıtlarını TRT'ye denetime yollarken, bir tane de bana gönderiyorlar.. O zaman 45'lik denen, arkası, önü iki şarkı plaklar var. Kızın elindeki o..
"Oraya koy" dedim gene soğuk.. Gene yüzüne bakmadan..
Koydu, ama çıkıp gitmiyor.. Orada duruyor..
"Efendim bu şarkıları ben söyledim.."
Dedim ya, Allahın belası olduğum bir gün.. Kabalık, küstahlık dorukta..
"Murat" diye bağırdım, foto muhabiri arkadaşıma.. "Bu hanım şarkıcı imiş, birkaç resmini çek lazım olur.."
Murat çekti.. Kız da çekti gitti, geldiği gibi sessizce..
Şimdi, yıllar, yıllar sonra durmadan dinlediğim şarkı bu işte..
"Seni gidi vurdum duymaz.."
Atilla Özdemiroğlu düzenlemesi bir ŞAT yapım şarkısı.. Söz ve müzik, Sezen Aksu'ya ait..
Yani o gün sessizce odama gelip, sessizce bekleyen, sessizce giden minik kız, Sezen.. Daha sonra sevgilerin ve kırgınlıkların en büyüğünü yaşayacağım Sezen..
Hayatımın en büyük utançlarından biridir o gün.. Hatırlayarak kendime işkence ederim.. Belki de anlatarak günah çıkarır, içimi rahatlatırım..
Sezen Aksu'nun ilk yıllarındaki tüm çalışmaları, o günkü kayıtları ile, digital ortamda temizlenerek CD'ye aktarılmış ve Allahaısmarladık adıyla albüm olmuş..
Allahaısmarladık, Sezen'in dinleyicisi ile buluştuğu, o müthiş hayran kitlesinin Sezen'e kavuştuğu günlerin şarkılarından oluşan, nasıl güzel bir nostalji albümü..
Sezen'in o günkü sesi bugünden çok farklı.. Çok taze.. Çok saf.. İşlenmemiş henüz..
Üslup daha kimliğini bulmamış. O zamanki yığınla genç kız gibi Ajda hayranı.. Yorumda Ajda etkisi var.. Henüz Sezen de olunmamış pek..
Nasıl keyifli dinlemesi.. Nasıl güzel o günlere dönmek.. Nostalji..
Kitapçığında Sezen'in o günkü resimleri de var.. Çıtır!..
Bu albüm, Sezen hayranı olmayanlarda da olmalı..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA