(Bu yazı 15 Ocak 1992'de yayınlandı.)
"KISA etek giymek, sonra da sık sık etek, çekmek cinsel açıdan olgunlaşmamışlığın belirtisidir ve alt sosyokültürel düzeye ait bir davranıştır.." diyorlar, psikolog doktorlar, Zuhal ve Acar Baltaş "Bedenin Dili" adlı kitaplarında..
Hay ağzınıza sağlık..
Hem miniyi giy, hem de adamın karşısına geçip, kumaşın ve dikişin ne derece sağlam olduğunun deneylerini saatler boyu yap..
Kimmiş bunu yapanlar..
Alt sosyokültürel düzeyde olanlar..
Yani dişi kırolar., Ya da zontiçeler.. Magandiyeler!.. Hayatta en kızdığım tiplerdi, etek çekiştiren, elleri hep apış arasında oturan, ya da mininin üzerine çanta, ceket, palto koyanlar.. Kızgınlığımı duygusal açıklardım hep.. Şimdi bilimsel konuşma fırsatını buldum. Body Language, yani vücut dili, bir zamanlar dünyada büyük yankılar uyandırmıştı..
İnsanlar dillerini istedikleri gibi yönlendirebilirler.. Akıllarından geçenden çok farklı konuşabilirler.. Ama vücudun yalan söylemesi zor.. Vücut dilini okumayı bilen birisi, karşısındakinin gerçek niyetini kolayca anlayabilir..
Tabii tersi de var.. Vücut dilini yazmayı bilen de, ağzını açmadan etrafındakilerden istediğine, istediği mesajı verebilir..
Örnekler var, doktorların "Bedenin Dili" kitaplarında..
Bacak bacak üstüne atmış bir kadın, ayakkabısını da çıkarmış, parmağının ucunda sallıyorsa, bu açık bir davet. Çünkü fetişizm deyince akla ilk gelen yerlerden biri olan ayağın, erotik obje olarak teşhiri açıkça "Gel" demek..
Erkeğin bacakları açık oturması, cinselliğinin teşhiri, meydan okumak ve gene "Gel" demek.. Kadının bacakları açık oturması da davet. Baltaşlar'ın kitabı, sadece cinselliği değil, sosyal yaşamın her durumunda beden dilini anlatıyor.. Okuması hem keyifli, hem de yararlı.. Bol resimli olduğu için, izlemesi de kolay.. Yatağınızın başucunda bir tane bulundurmanızda yarar var..
Yooo.. Unuttuk sanmayın.. Başlığımızda bir soru vardı ya!..
Onun cevabı da kitapta..
"Cinsel bakımdan uyarıldığı zaman, kadının erojen bölgelerine kan hücum eder ve bu bölgeler kızarır.. Dudaklar da bu bölgelerdendir. Heyecan anında kızarırlar.. Kadınların ruj sürerek dudaklarını kızartmalarının altında bu gerçek yatar.."