Aslında bu iki yazıyı ard arda okumam da bir mucizevi tesadüf müydü, acaba?.
Fikret Otyam'dan gelen faksı okudum önce.. Yaşamdan Dakikalar ekibi ile Antalya'ya gidecektik ertesi sabah.. Koca Otyam bizi Geyik Dağı'ndaki evine davet ediyordu..
"Muhabbet hitamında dağa çıkmanızı ve billur sular eşliğinde cennet demi şarap ve dahi üzüm suyundan mamul dem alalım o dem ki, Kur'an-ı Kerim'in Nahl Suresi 67'inci ayetinde aynen şöyledir:
'Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır.' (Çeviri: Prof. Yaşar Nuri Öztürk)"
Fikret Ağabey 65 yıldır demlenir bilirim.. "Şaka yapmış olmalı" dedim.. Evde çeşitli Kur'an mealleri var. Açtım.. Yaşar Nuri Hoca aynen böyle çevirmiş.. Elmalılı Hamdi Hoca'nın meali de üç aşağı böyle..
Üzümlerden sarhoş edici bir içecek.. Aklını işleten toplum için "kesin" bir mucize..
Uzandım divana her günkü gibi, gazeteleri okuyacağım.. En üstte Herald Tribune var..
Bir başlık hemen dikkatimi çekti..
"Şaraptaki madde bol kalorili yemeklerin kötü etkilerini önlüyor.."
Bir nefeste okudum yazıyı..
Harvard Tıp Okulu ve Amerikan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü araştırmacıları, kırmızı şarapta bulunan resveratrol denen doğal maddenin zengin kalorili ve bol yağlı ve kalorili yemeklerin kötü etkilerini yok ettiğini ve ömrü uzattığını keşfetmişler.
Habere göre..
Hergün düzenli alınan resveratrol, son yıllarda hızla artan obezite/şişmanlık kaynaklı rahatsızlıklar, hatta ölümlerin çaresi oluyor.
Resveratrol üzümün kabuğunda, dolayısı ile kırmızı şarapta bulunan bir madde ve bu madde, ünlü bilim dünyasında "Fransız Paradoksu" diye bilinen çelişkinin büyük anlamda çözümü..
Fransızlar dünyanın en zengin ve en yağlı yemeklerini yiyen millet oldukları halde, Amerikalılara göre çok daha az kalp hastalıklarına yakalanıyorlar. Neden?..
İşte bundan.. Her yemekte içtikleri kırmızı şaraptaki resveratrol, bol yağlı, bol kalorili yemeklerinin kötü etkisini yok ediyor.
Araştırmacılar bir gurup deney faresini, yüzde 60'ı yağlardan oluşan bir diyetle beslediler. Fareler, fare türü için orta yaş demek olan, bir yaşındaydılar. Beklendiği gibi fareler bir süre sonra şeker hastası oldular, karaciğerleri büyüdü ve standart beslenen farelere göre daha erken ölmeye başladılar.
Bir başka gurup fare de ayni diyetle beslendiler, ama onlara ayni zamanda büyük dozlarda resveratrol verildi.. Bu fareler de normalin üstünde şişmanladılar. Ne varki bunların kan şekerlerinde ve insilün üretimlerinde değişme olmadı. Şeker hastası olmadılar. Karaciğerleri büyümedi. En önemlisi şaraptaki bu madde farelerin hayatını çok keskin bir şekilde uzattı. Resveratrol alan fareler, normal beslenen ve normal yaşam süren farelerden de daha uzun yaşadılar.
Yani..
Bu fareler, sağlıklarından hiçbir bedel ödemeden, en sevdikleri, en güzel, en lezzetli, en yağlı yemekleri istedikleri kadar yediler. Üstelik.. Normal beslenen farelere göre daha uzun yaşadılar.
Araştırmacılar resveratrolun farelerin fiziksel yaşam kalitelerine nasıl etki ettiğine de baktılar. Farelerin denge ve fiziksel gücünü deneyen bir test var. Dönen bir çubuk üzerinde düşmeden yürüme süreleri ölçülüyor.
Resveratrol alan fareler yaşlandıkça daha başarılı olmaya başladılar ve normal beslenen genç farelerle ayni formu muhafaza ettiler.
Merak edip başka kaynaklara daldım.. Kırmızı şaraptaki bu doğal madde, sadece ömrü uzatmakla kalmıyor.. Kansere karşı.. Virüs hastalıklarına karşı.. Ateşli, iltihaplı hastalıklara karşı.. Sinirlerin ve sinir sisteminin muhafızı.. Yani her derde deva tam bir mucize madde bu.. Bu konulardaki çalışmalar da hızla devam ediyor.
Uzmanlar farelerden alınan sonuçların insanlar için de geçerli olacağını düşünüyorlar..
Ama şimdilik aşılması gereken çok şey var.. Bir defa doz..
Kırmızı şarabın litresinde 1.5 ile 3 miligram resveratrol var. Farelerle ayni etki için normal kiloda bir insanın günde 10 ile 20 şişe arası şarap içmesi lazım. Bu kadar fazla alkol alındığında resveratrolun etkisi ne olur, bilinmiyor..
Benim bildiğim, Nahl suresinin 67'inci ayetinde haber verilen"Kesin mucize"nin "Aklını işleten topluluk" tarafından nihayet keşfedildiği.. Bu mucizeyi çözmek için 2006 yılını bekleyen bilim, resvetrol hapını da herhalde kısa zamanda gerçekleştirir..
***
İnsanlar yüzyıllardan beri şarap kadehlerini tokuştururken boşuna "Sağlığınıza" demiyorlarmış..
Gerçekten sağlıklarına içiyorlarmış meğer!..