Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir çuval inciri berbat etmek..

NASIL bir keyifle izliyordum, izlerken de kafamda ne güzel yazıyordum yazımı bir yandan.. İkinci yarının ortalarına doğru başlığı da koymuştum hatta.. "Bu yıl izlediğim en güzel film" diye..
Sonra.. Sonra o korkunç dakikalar başladı.. Sonra başımdan aşağı kaynar sular döküldü.. Sonra o dünya tatlısı film bir kabusa dönüştü.. Sinemadan nasıl bir öfke içinde attım kendimi, dışarı..
Sınav'dan söz ediyorum..
Ben okul, öğrenci filmlerini zaten severim.. Koşarak da giderim.. Hele gençleri büyük bir hoşgörü ile izlerim.. Bu defa beklentilerimin de ötesinde bir film buldum..
Canlı, tempolu, nasıl akıyordu film.. Ne güzel oynuyordu gençler.. Ne güzel oynuyorlardı gençlerin etrafındaki büyükler.. Ne güzel bir müzik, ne harika şarkılar eşlik ediyordu filme, yerli yerine oturmuş seçimleriyle.. Ne harika film çekiyordu Ömer Faruk Sorak!..
"İşte bu" demeye hazırlanıyordum, mesela Cem Yılmaz'a.. "İşte bu.. Film böyle çekilir!.."
Çekilmezmiş meğer.. Karar vermek için sonuna kadar beklemek, Sorak'ın kendi filminin içine nasıl ettiğini görmek gerekirmiş..
Sanırsınız ki, Sorak filmi bir şekilde bitiremedi.. Çok güvendiği bir arkadaşına emanet etti, "Finali çek" diye.. Aslında Sorak'tan nefret eden, onu fena halde kıskanan arkadaşı da, "Bir çuval incirin içine nasıl ederim" diye günlerce düşündü ve bu harika filmi piç eden finali planladı ve çekti..
Filmden öylesine kopuk, öylesine ters, öylesine anlamsız, öylesine lüzumsuz bir "Son" ki bu..
Bakın.. Bu ülkede, halkı eğlendiren, hoşça vakit geçirten, "Ne güzel" dedirten film çekmek ayıp.. Bu ayıbı hafifletmek için sonuna mutlak mesaj sahneleri ekleyeceksiniz ki "Sosyal içerikli" olsun filminiz.. Entellerin hoşuna gitsin..
O sahte, o zoraki, o aptal ahlak dersini gençlerin kafasına balyozla vurmak çabası içinde o yama olduğunu bağıran finali çekmeye ne gerek vardı Ömer Faruk Sorak?. O duygu sömürüsü dramatik sahnelere.. O güya tüm suçluların belasını bulduklarını anlatma safoşluğuna ne gerek vardı, ne eksikti ki filminde?.
Gençliğin başına kâbus gibi çöken ÖSS'yi eleştirmek, sarsmak yetmiyor muydu?. Filmin sonunda gençlere o aceleye getirilmiş, filme oturmamış, şişirme, klişe ahlak dersini vereceğine, o iğrenç sınav sistemini yerle bir etsen çok daha anlamlı, çok daha geçerli bir toplumsal mesaj çekmiş olmaz mıydın?.
Sevgili okurlar..
Eğer filme giderseniz, size bir tavsiyem var.. "Son" yazısını beklemeyin.. JeanClaude Van Damme çocuklara soruları içeren CD'yi verirken sinemayı terk edin.. Edin ki, tadı ağzınızda kalsın.. Edin ki sinemayı neşe içinde terk edin, benim gibi öfkeden deliye dönmüş değil.. Ondan ötesi sahte çünkü.. Ondan ötesi başka film.. Ondan ötesi Ömer Faruk Sorak'ın entel yaranma uğruna, kendine, filmine ve seyircisine ihaneti..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA