Başlık arabesk mi kaçtı sizce?.. Aynen öyle.. Çünkü Türkiye'de adalet işleri de iyice arabeskleşti.. Halkın adalete güven duyusu her gün fena halde darbe alıyor, her gün fena halde zedeleniyor.. Birkaç ay öncesine kadar sadece ben, bu köşede savaşıyordum, şimdi bütün önde gelen gazeteler manşetleri, baş yazıları ile bu rahatsızlığı dile getiriyorlar..
Kılı kıpırdamayan tek kişi, bütün bunların sorumlusu Adalet Bakanı!.. Mutlu, memnun.. "İşler yolunda" demeçleri veriyor, birbiri ardına..
***
Pazar günü gazetemi okuyorum..
13'üncü sayfada bir haber..
Mardin'de bir kadın ve bir erkek, yasak aşk yaşadıkları gerekçesi ile, kadının kardeşi ve kuzenleri tarafından adeta şeriat usulü taşlanarak (Recm diyor, haberin başlığı zaten) öldürülmüşler. Kasım 2002!.. Adalet bu defa hızlı (!) tecelli etmiş, Mart 2006'da karar çıkmış..
Kuzenlerden adı E.A. diye geçen hakkındaki kararı okuyorum, gazetede..
Erkeği öldürmekten ömür boyu hapse mahkûm olmuş. Kadını öldürmekten de 24 yıl..
İki insanı böyle vahşice öldürmenin karşılığı cezalar bunlar.. Adalete, mülkün, yani devletin temeli olan adalete saygı ve güveninizi sağlamaya yeterli..
Eğer orda durur ve haberin gerisini okumazsanız..
Şimdi sıkı durun..
Şimdi adamı öldürmekten ömür boyu hapis var ya..
Önce 12 yıla, sonra ağır tahrik diyerek ve de duruşmadaki iyi hali dikkate alınarak 2 yıl 6 aya indirilmiş..
Kadını öldürmekten 24 yıl, önce 12 yıla, ardından "İyi hal" diyerek 10 yıla düşürülmüş..
Yani iki cinayetten toplam 12 yıl 6 ay yatacak..
Ehh. O da bir şey hiç değilse.. Hiç yoktan iyi..
Ama kazın ayağı öyle değil..
E.A., duruşma boyu tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak, (2002 Kasım, 2006 Mart, yani 3 yıl 4 ay yatıyor toplam) tahliye edilmiş..
Yani iki insan öldürmekten alınan biri ömür boyu öteki 24 yıl iki ceza, yeni ceza, yeni infaz yasalarımızla sıfıra inmiş.. E.A.'yı salmışlar..
Şimdi sakın yargıyı ve yargıçları suçladığım kanısına kapılmasın kimse..
Senin yasaların böyle ise, yargıcın yapacağı bir şey yok.. Ceza hukukunun temel kuralı gereği, suçlu lehine bütün kuralların uygulanması zorunlu.. Yargıç da yasada yazılanları uygulayıp, büyük olasılıkla kalemini de kırmıştır, imzadan sonra..
***
Beş sayfa ilerledim.. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Bölüm Başkanı, sadece ülkenin değil, dünyanın önde gelen göğüs cerrahlarından Prof. Dr. Necip Göksel Kalaycı'yı öldüren iki kişinin yargılanması başlamış..
Niye ki?..
Polisin bunca uğraşıp sanıkları yakalaması, adalete teslim etmesi.. Uzun bir yargı süreci, mahkemeyi aylarca işgal etmeler.. Bir yığın insanın o duruşma, bu duruşma Adliyelere taşınması, ifadeler vermesi niye?..
Kalaycı'nın eşinin, kocasını öldürenler cezalarını çeksinler diye çırpınmaları niye?..
24 yıl da zamlı, ömür boyu hapis alanlar bile, benim yasalarım, benim kurallarım yüzünden, sonunda tahliye ediliyorsa, o zaman bu kadar uğraş niye, Adalet Bakanı Cemil Çiçek bana söyler mi?..
İnsanları bu kadar ağır ve bu kadar yoğun suça teşvik eden, "Ne istersen yap.. İstersen adam, hatta birkaç kişi öldürür, yanına kâr kalır" diyen yasalar hangi uygar ülkede var söyler misiniz?..
Sokaklar suçlu dolu.. "İki gün yatar çıkarım. Hatta hiç yatmam" diyen pervasızlar, dört yanımızda dolaşıyorlar.. Türkiye suçtan geçilmiyor.. İyi insan, masum vatandaş olmak ve öyle yaşamak giderek zorlaşıyor..
O zaman geriye yapacak tek şey kalıyor..
"Ooofff. Offfff!.. Adaletin bu mu dünya" arabeskleri söylemek..