Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Seksi iskambiller macerası..

İki hafta önce "Haftaya" diye söz vermiştim. Geçen hafta öyle yüklüydük ki, atladık.. Bu haftaya kaldı..
Boxer dergisi ocak sayısında üzerlerinde yerli güzellerimizin dekolte resimleri olan bir deste iskambil armağan etmiş okurlarına.. Onlara bakarken aklıma gelmişti, yılların öncesindeki trajikomik maceramız..
Efendim o da zamanın ünlü gazetecisi kuzen Doğan Şener'le Almanya'dayız.. Yıl 1969!. Dönmeye hazırlanırken, şeytan, yok canım serde gençlik ve gazetecilik merakı var.. O sırada dünyanın ilk seks fuarı Danimarka'da açılmış, yer yerinden oynuyor.. Doğan'a dedim ki..
"Yürü Danimarka'ya gidelim.."
Bre aman, nasıl gideriz. O zaman kredi kartı yok. Devletin verdiği döviz de 200 dolar.
"Kuşetli trenle gece gider, gece döneriz. Otel parası vermez, sosisli sandviçle idare ederiz" falan deyip kandırdım..
Bindik trene.. Koca vagon bomboş.. İkimizden başkası yok.. Kuşetlere çarşaf sermeye gelen kondöktör oturdu yanımıza.. Genç bir Hans.. İstanbul'a her yaz gelirmiş. O zaman Sultan Ahmet, hippilerin başkenti nerdeyse.. Ne sarma sigaralar üflemiştir bilmem.. Ama Yeni Harman'ı çok sevmiş.. Çantada bir karton var. Çıkardım iki paket verdim, elimi öpecek oldu.. Bir sohbet, bir sohbet..
Kopenhag'da küçük bir otelin çatı katındaki dik yürümenin imkansız olduğu bir odasına yerleştik ve kendimizi hemen Wester mi, Oster mi bilmem, bir caddeye attık, Fuar o caddede iki yanlı.. Aklınıza gelen her türlü seks malzemesini süper mini etekli kızlar satıyor, yüzlerce dükkanda. Bakmak serbest ve bedava.. Sormak da.. İki gün vaktin nasıl geçtiğini anlayamadık.. Dergi, kitap, film, ne bulursak seyrediyoruz.. Tabii hep gazetecilik merakı, aklınıza başka şey gelmesin..
Bu arada üzerinde porno resimler olan iskambil kağıtlarını gördük..
Şimdi öyle mi hala bilmem, çünkü yurtdışına çıkış kolayladı. O zaman öyle değil.. Özellikle gazetede meslektaşlar Avrupa'dan dönenlerin ellerine bakar..
Doğan dedi ki, "Çocuklara hediye diye bu kartlardan götürelim.. Bayılırlar.. Hem de bak bedava.. Bir dolara dört deste alıyoruz.."
Aklım yattı. Yığınla deste, beş on tane de, porno dergi satın aldık.. Memlekette hava atmak "Biz Seks Fuarı'ndan geliyoruz, bakın neler neler var" demek ve dağıtmak için..
Bugün televizyonun düğmesine basıp ulaştığınız görüntülerin o zaman sararmış, buruşmuş siyah beyaz fotoğrafları elden ele dolaşıyor ülkede, hazine gibi, onu da hatırlayın..
Gene bindik trene, Almanya'ya dönüyoruz.. Aaa.. Vagonda gene ayni Hans çıkmaz mı karşımıza.. Sohbet başlar başlamaz, Hans "Fuardan bir şeyler aldınız mı" dedi.. "Hee" der demez atladı..
"Aman, bunlar Almanya'da şiddetle yasak.. Fuar başladığı günden beri trenler gümrükte köşe bucak aranıyor. Yakalananlar tutuklanıyor.."
Peki ne yapacağız..
"Tuvaletin tavanında bir kapak var. Onu açıp içeri koyun.."
"Oraya bakmazlar mı?.."
"İlk oraya bakarlar?.."
"Eeee?.."
"Ama sizin olduğunu kanıtlayamayacakları için malı alırlar, size dokunamazlar.."
Hans gitti. Biz Doğan'la yorumladık ki, adam uyanık. Malı oraya koyduracak, sonra kendi alacak, bize "Gümrükçü aldı" derken..
Karar verdik, kompartımana saklayacağız.
Ben bir yer işaret ediyorum, Doğan diyor ki, "Ben gümrükçü olsam ilk oraya bakarım.."
Doğan bir yer buluyor, ben "Adamlar geri zekalı mı, elleri ile koymuş gibi bulurlar" diyorum..
O arada Hans gene geldi..
"Siz bana pasaportları verin.. Ben sınırda pasaport polisine imzalatmayı denerim.. 'Bunlar iki Türk, şüpheli halleri yok' diye" dedi. "O zaman belki gelip sizi uyandırmazlar bile.."
Şimşek çaktı.. Bizi uyandırmazlar, kapıdan baksalar bile.. Yani "Biz" emniyetteyiz..
Üstümüzü soyduk.. Malları kemerle göğsümüze bağladık.. Tişört, gömlek ve kazağı giydik. İşlem tamam.. Amma velakin dönmek mümkün değil.. Kıpırdadın mı?.. Haşurrrr!..
Huşurrrr!..
Trenin beşik gibi sallaması, nerdeyse hiç uyumadan geçen iki günün yorgunluğu.. (Geceleri Fuarlar kapalı ama diskolar açık.. Seks Fuarı'nın olduğu kentte gece uyunur mu?.. Otel parasını niye verdik ki?..) Sızmışız..
Gözümü açtığımda, tren yemyeşil ovalarda uçuyor.. Bu şu demek?.. Denizi, kanalları geçtik.. Yani?.. Danimarka bitmiş..
Almanya'dayız.. Üst kuşetteki Doğan'ı uyandırdım hemen..
"Kalk Baba Doğan, sıyırdık!."
Malları da üzerimizden sıyırdık. Çantalara yerleştirdik. Yeniden giyindik ki, Hans kapıyı açıp girdi..
"Guten Tag Türk dostlarım.. Gece polisler de, gümrükçüler de çok iyi adamlar çıktılar. Trene bile binmeden, pasaportlara bakıp gittiler" dedi..
"Aman sağol, teşekkürler" diye bu defa biz ellerine sarılmalık olurken, ne dedi beğenirsiniz..
"Bana değil, dün geceki görevlilere teşekkür edin, iyi insanlarmış.. Evvelki gecekiler bütün treni perona indirmiş, herkesi bu soğukta soyup üzerlerini bile aramışlardı!.."

***
Manşetleri düşünüyor musunuz, Almanya'da ve Türkiye'de..
"İki ünlü Türk gazetecisi Almanya'ya porno materyal sokarken yakalandı.."
Boy boy istasyondaki çıplak resimlerimiz.. Göğüslerimize kemerle bağlanmış paketlerle..
Gözlerimizi bantlayıp adlarımızı sadece H.U. ve D.Ş. diye yazarlar mıydı acaba?.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA