"Nasrettin Hoca yaşadı mı, yaşamadı mı" tartışmaları çıktı birden son günlerde.. Boşuna.. Hoca yaşadı.. Hem de öyle yaşadı ki, hâlâ günümüze ışık tutuyor.. Günümüz Nasrettin Hocaları onun bayrağını taşıyorlar..
Lafı nereye getireceğimi anladınız herhalde..
Hani yazmıştım ya, "Etiler, Akatlar, Ulus trafik sorunları Nasrettin Hoca usulü çözülüyor, merak etmeyin" diye.. Hocanın ünlü öyküsünü anlatmıştım.. "Ev çok sıkışık" diye şikayete gelen komşusuna akıl öğretmiş.. "Kümes hayvanlarını da içeri al.." Bir hafta geçmiş.. "Ağıldaki koyunları da eve al.." Bir hafta daha.. "Ahırdaki inekleri de al.." Bir hafta sonra, "Şimdi hepsini çıkar" demiş.. Komşu akşam ellerine kapanmış hocanın.. "Allah senden razı olsun.. Ev bir rahat, bir geniş ki sayende hocam!.."
"Aynen öyle çözecekler.. Şimdi düğüm ediyorlar. Sonra aynen eskiye döndürecekler, halk sevinçten çıldıracak" dedim..
Aynen öyle oldu..
Yapılan her şeyi yıktılar, trafiği eskiye çevirdiler.. Şimdi yöre halkı hem de nasıl mutlu..
Tamam.. Tamam da.. Harcanan bunca para ne olacak?..
İstanbul halkının vergileri, böyle akılsızca bir deneme için nasıl sokağa atılır?..
İşkenceyi haftalardır çeken ben.. Parasını da ödeyen ben.. Bu nasıl iş?..
Bunca rezillik, yapanın yanına kar mı kalacak?..
Uygar bir ülke, harcanan tüm parayı, bu aptalca uygulamayı yapanlardan çatır çatır geri alırdı ki, bir daha bir sivri akıllı daha çıkıp, benzeri garabetler yapmasın..
Bizde yapanın yanına kâr kalıyor..
Yapan kim?..
Onu da yazdım.. İyi niyetli bir delikanlı.. 30 değil yaşı.. Trafik mühendisliği okumuş Amerika'da.. Buraya kadar iyi.. Ama zerre trafik deneyimi yok. İstanbul'u hiç tanımıyor, bilmiyor..
Almış kucağına bir bilgisayar.. Bilgisayar oyunu gibi trafik planlıyor.. Evdeki hesap çarşıya bu kadar kolay uysa, bu laf, Türk diline yerleşir, trafik bunca zaman çözümsüz kalır mıydı?..
Hadi onda bir heves, bir heves.. Peki koca koca adamlarda hiç akıl yok mu?.. Ukame mi, ne karın ağrısı bir komisyon var.. İstanbul trafiğine "T" diye karışmış her kurumdan bir temsilci.. Bunca âkil (!) adamdan biri, ya da Belediye'den birinin "Bu planlar kâğıt üzerinde iyi.. Ama milyonlar harcayıp sabit düzenlemeler yapmadan önce, şu işi plastik konilerle bir denesek, başarılı olursa, işi betona döksek" demesi gerekmez miydi?.. Tonla kavşak düzenlemesi, tonla yol bölünmesi yapıldı, taşla betonla..
İki gün geçti, geçmedi..
"Sökün.."
Hayda.. Yap, bir masraf.. Sök, bir masraf daha.. Bu nasıl bir ayıptır?.. Bu nasıl bir rezilliktir?.. Bu nasıl İstanbul gibi bir kenti, İstanbul halkını, hem de o halkın parası ile deneme tahtası yapmaktır?.
Kadir Topbaş bazı gazetecilere telefon edip, müjdeyi bizzat vermiş..
"Eski uygulamaya dönülüyor" diye..
Eksik..
Bu deneme İstanbul halkına kaça patlamıştır?.. Bu rezilliğin sahipleri hakkında ne gibi işlem yapılmıştır, onları da söylemeliydi..
Söylemezse eğer, İstanbul ile oynama suçu onun sırtına yapışır kalır!..